Ah seni cırcır böceği
Düşünmezsin geleceği…
Bu ne hâldir ey budala?
Sazını alırsın kola,
Sabah çıkarsın bir dala.
Hiç durmaz ötersin cır cır…
Ne zaman biter bu dır dır?
Üç aylık bir yaz boyunca,
Yine saz çalmıştın bolca.
Mutlu günler tez bitermiş,
Kış ansızın gelivermiş.
Kapıya çıkınca sabah,
Şansına kahretmiş bedbaht.
Dışarıda kış-kıyamet…
Demiş: “Bu nasıl adalet!
Nasıl çabuk geçti bu yaz,
Erken geldi kar ve ayaz!
Bir taneyi ambarıma,
Taşımadan kış kapıma,
Gelip çatmış ne yapayım?
Gidip komşuya bakayım.
Ödünç alır, borç isterim;
Yaz gelsin hemen öderim…”
Bu niyetle evden çıkmış,
Gözlerinden yaşlar akmış.
Utanarak, yalvararak,
Hüngürdeyip ağlayarak
Titreyerek borç istemiş.
Karıncaya şöyle demiş:
— Daha hazırlık yapmadan,
Bir tanecik taşımadan,
Bu kış nasıl çabuk geldi!
Geçen yıl böyle değildi.
Ne yakacak, ne içecek
Ne bir lokmam var yiyecek.
Hâlime bak titriyorum,
Açım komşum ölüyorum!
Komşudan yok mu haberin?
Bana bir ölçek borç verin,
Yaz gelsin de Allah Kerim
Gelecek yıla öderim…
Asık suratlı karınca,
Kızmış ona yalvarınca:
— Bir ilkbahar ve yaz geçti,
Üç aylık da bir güz bitti.
Sen ne yaptın dokuz aydır?
Düşünmeden öttün dır dır!..
Bilmez misin kış gelecek,
Kışa da hazırlık gerek?..
Ben her gün şafakla kalktım,
Akşama kadar çalıştım...
Haylaz o an rezil olmuş,
Gözlerine yaşlar dolmuş:
— Sorma komşu, ah hiç sorma!
Bu hâlimle beni yorma.
Uyuyarak rahatladım
Saz çalarak ferahladım.
Daldan dala atlayarak,
Hep saz çaldım dolaşarak.
Beste yaptım sizin için,
Komşum bu fasılı geçin
Saz çalınca rahatladım…
Karınca kızmış, banlamış
Alay edip azarlamış:
— Saz çalanın bütün bir yaz,
Mutfağında yemek olmaz.
Şimdi evinize gidin,
Ailece halay çekin!
Atalar doğru söylermiş,
Ne de güzel öğüt vermiş:
“Yazın gölge hoş,
Kışın çuval boş...”
Çok ayıp etmiş karınca,
Biri dileğe varınca,
Verilmeden gönderilmez,
Elbet eli boş çevrilmez.
İsteyenin yüzü kara,
Vermeyen olur kapkara.
Ahmet KARAASLAN
31/08/2000 KAYSERİ