“Deprem geliyorum demez!” verilerine devam ediyoruz.
Kamuoyu Araştırması NG Araştırma ng.arastirma@medyabilgirehberi.net amazonses.com üzerinden gerçekleştirildi.
Önemli ayrıntılar, bilgisizlik kadar umursamazlıkta hakim ne yazık ki toplumda.
EN GÜVENLİ HİSSEDİLEN YER…
Katılımcılara deprem anında kendilerini güvende hissettikleri yerler soruldu.
%87 ile insanlar kendilerini en fazla park gibi açık hava alanlarında güvende hissettiklerini söyledi.
%12 oranında kişi evini güvenli buluyor.
Uçak, araba, kamu binaları ve diğer yerleri güvenli bulanların oranı gittikçe azalıyor!
YAŞANILAN EN YÜKSEK DEPREM ŞİDDETİ NE?
Katılımcılarımıza bugüne kadar yaşadıkları en yüksek deprem şiddetini sorduk.
Özellikle deprem bölgelerinden katılımcılarımızın olduğu bu araştırmada sonuçlar görseldeki gibi oldu.
Araştırmamıza katılan her 10 kişiden 1’i depremde maalesef bir yakınını kaybettiğini belirtti.
Görülüyor ki öyle ya da böyle insanımız bir şekilde Deprem gibi afetlerle yüz yüze gelmiş ve bu gerçekten bir şekilde haberdar.
DEPREM SONRASI HABERLEŞME…
Büyük afetlerde ve acil durumlarda altyapı hasarları veya kullanım yoğunluğu gibi nedenler ile haberleşme kesintiye uğrayabiliyor.
Katılımcılarımıza deprem sonrasında yakınları ile haberleşmek için kullanacakları yöntemi sorduğumuzda yarısı telefon ile görüşme sağlayacağını ifade etti.
%26’sı mesaj ile haberleşme sağlayacağını, %14’ü ise “Akut güvendeyim” uygulaması üzerinden iletişim sağlayacağını belirtti.
DEPREM SONRASI YAPILAN ÇALIŞMALAR…
Katılımcılarımıza deprem sonrası yapılan çalışmalardan en etkilisinin hangisi olduğunu sorduk.
%41’i AFAD çalışmaları cevabını verirken, %34’ü AKUT çalışmaları cevabını verdi.
K-9 köpekleri ve halk dayanışması cevaplarının oranları %8 olurken, %2’lik kesim ise belediye ekiplerinin çalışmalarını etkili bulduğunu belirtti.
DEPREME HAZIRLIK İÇİN…
Araştırmada insanların depreme hazırlıklı olmak için uyguladığı yöntemler de analiz edilirken, sonuçlar şöyle oldu:
Deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili ailemi bilgilendirdim yüzde 45
Deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili araştırma yaptım/eğitim aldım yüzde 41
Deprem anında düşme olasılığı olan eşyaları önceden sabitledim yüzde 38
Deprem sigortası yaptırdım / yapılmasını sağladım yüzde 31
Ev, iş vb. acil çıkışların kullanıma açık olduğunu kontrol ettim yüzde 22
Deprem çantamı hazırladım yüzde 21
Binamda dayanıklılık testi yaptırdım / yapılmasını sağladım yüzde 12
Herhangi bir hazırlık yapmadım yüzde 22
BÜYÜK DEPREME HAZIR MIYIZ?
Uzmanlar tarafından uzun süredir, Marmara Bölgesi çevresinde büyük deprem uyarısı yapılıyor.
17 Ağustos Gölcük depreminden bu yana böyle bir uyarı silsilesi sürüyor ama kimsenin umurunda değil.
Sürekli dış göç alan ve oturulamayacak nitelikte ki evleri bile kiraya vermekten imtina etmeyen bir zihniyetin göz göre göre ölüme davetiye çıkarttığı günleri yaşıyoruz.
Zira İstanbul’da ki toplanma merkezleri bile kapatılmış, güçlendirilmesi gereken binalar-yıkılması gerekenler hak getire ve her işimizi Allah’a havale etmiş durumdayız.
Bu şiddette bir depremin İstanbul’a maliyetini konuşmaya bile kelimeler kifayet etmez.
Peki, biz bu depreme ne kadar hazırlıklıyız?
Katılımcıların %59'u önlem alınmadığını düşünüyor. %36’sı kısmen alındığını düşünürken, önlem alındığını düşünenlerin oranı ise yalnızca %5.
ÜLKEMİZ İÇİN EN BÜYÜK PROBLEM NE?
Deprem kadar hayati soru ise final bölümünde soruldu gençlere.
Bakın onların endişeleri neler?
Araştırma sonuçlarına bakıldığında ekonomik sıkıntılar cevabını veren katılımcıların %38 oy oranıyla çoğunlukta olduğu görülüyor.
%16’lık kesim mülteci sorunu olduğunu düşünürken %13 oy oranında katılımcı yakın gelecekteki en büyük problemin deprem ve hali ile de doğa olayları başta yetersiz su kaynakları olmak üzere küresel ısınma ve diğerleri olduğunu düşünüyor.
Bir hatırlatma ile bitirelim.
“Türkiye deprem gerçeği ile yaşamasını öğrenmeli” diye aha önceki depremlerde defalarca uyarılar yapıldı.
Bu konunu uzmanları hatta deprem öncesinde hazırladıkları raporları tüm yetkili mercilere sundular.
Günler öncesinden “Deprem geliyor” dendi.
Sonuç, her şeyi kadere bağlamak gibi bir mantığı olan insanımızın “Önce tedbir, sonra tevekkül ve kader” mantığı bile nerede ise iflas boyutunda…
Ne yazık ki klasik olarak insanımız başına bir şey gelmeden ne hazırlık yapıyor, ne de bu konu ile ilgili bilgi sahibi.
Genel anlamda olayları 45 günlük yaşıyoruz…
Ardından unutup, tekrar, tekrar aynı hataları yenileyerek, tedbir bir yana bir sonrakinde de başımıza ne gelirse hali ile de faturasını ağır ve çoğu zamanda canımız ile ödüyoruz…