Özellikle Karadeniz ve Akdeniz bölgesine, Ortaanadolu’nun çok eski yerleşim bölgelerinin mimari yapısıdır ahşap evler…
Her biri, yapı olarak “Eser” niteliğindedir.
Çok sağlam ve güçlü, dayanıklı ahşaptan yapılan evler, uzun yıllar tabiatın ve hor kullanmanın yükünü çeker ve dayanırlar.
Sokaktan 3-5 merdiven ile çıkıp, el işçiliği ile bezenmiş kapısını açtığınızda, önce evin taşlık kısmına girersiniz.
Ayakkabılarınızı orada çıkaracak, ayağınıza terlikleri giyeceksiniz.
Üst kata, yine ahşap merdivenden çıkarken, ahşabın gıcırdama sesini işiteceksiniz. Üst kata vardığınızda ise zemin döşemesinin de ahşap olduğunu görürsünüz. Yürüdükçe size ses verir sanki.
Pencereleri aşağıdan yukarıya sürülerek açılır. Antalya’daki kaleiçi’nde oturduğumuz evin pencereleri de yapısı da aynen böyleydi.
Kışın orta yerde kurulu kuzine yanar, yemek de pişirir, su da ısıtır, evi de ısıtır. Hatta Antalya’da akşam saatlerinde bir mangal ateşi bile yeter.
Her tarafından nefes alan yapılardır bunlar…
Oturması ayrı bir zevktir ancak ona bakmak, emek sarf etmek gerekir.
Eğer bir çivi yerinden fırlamış da siz de fark etmemişseniz, fırlayan çivilerin sayısı arttıkça, o ahşap mimariye sahip eviniz giderek çökmeye yüz tutar ve günün birinde ve hiç beklemediğiniz anda çöker…
Ev ahalisi olarak hep birlikte sahip çıkmak, yerinden milim bile oynayan çivisi varsa, hemen üzerine gidip yerine sağlamca oturtmak gerekir.
Ancak bu şekilde uzun yıllar ayakta kalabilir…
Aslında bu tür yapıları, aslına uygun olarak yenileyen ustalar var.
Peki ya ustalar aramızdan ayrılırsa n’olacak?
Ya o ustalar yerlerine kendilerini aratmayacak ustalar yetiştirmemiş, yetiştirememişlerse n’olacak?
Yıkılsın gitsin mi?
Bir tarih yok mu olsun?
İçinde mutlu bir şekilde yaşadığımız evimiz, başımıza mı çöksün?
Üzerinde yaşadığımız vatan topraklarını, içinde ailece yaşadığımız tarihi ahşap bir yapıya benzetirsek, el birliği ile yerinden fırlayan çivilerini, fazla zaman kaybetmeden yerine çakmak gerekir.
Zaman su gibi akıp gidiyor ve giden zamanı asla geri getiremeyiz.
Her geçen zaman da millet olarak aleyhimize işliyor.
Tarihimize, rejimimize, vatanımıza, birlik ve beraberliğimize dikkat etmek ve çıkan çivilerini yerine elbirliği ile tekrar çakmak zorundayız.