Son dakika gelişmesine göre: Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, kendisiyle görüştüğü ileri sürülen CHP’li konusunda İzmir’den şöyle seslendi Kılıçdaroğlu’na: “Eğer yiğitsen ben cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum. Acaba sen genel başkanlığını ortaya koyabiliyor musun? İspat ettin, ettin. Etmediğin takdirde CHP’nin genel başkanlığından çek git. Ama yapamaz… O gazetenin köşe yazarı da bu da… Bunların hayatı yalan.”
Bir; Kılıçdaroğlu’na saraydan böyle bir haber uçurmuş basın aracılığı ile… Rahmi Turan ki deneyimli bir gazeteci, bunu yutmuş ve köşesinde yayınlamış. Tam da bu sırada FOX TV’de Kılıçdaroğlu zokayı yutmuş…
İki; bu durumda yapılacak tek şey, önce “Yalancı” yaftası başına çuval gibi geçirilen Rahmi Turan gerekli açıklamayı yapacak, her şey açığa çıkacak ya da Kılıçdaroğlu’nun bildiği ve kanıtlayabileceği bir şey varsa evet, başkanlığını ortaya koyup açıklayacak…
Başkanlığını ortaya koyacak ki, bir daha dibi görünmeyen suya balıklama dalmayacak… En azından “Tahmin etme” seviyesinde bile olmayacak bir şey bilmiyorsa. Çünkü bu Erdoğan’ın zokası olduğu, eğer Rahmi Turan itirazı mümkün olmayacak şekilde açıklamazsa, o kadar belli ki…
Açıklarsa ve gerçekten bu kişiler sarayda ise, bu kez Erdoğan’ın başı dertte…
Hadi bakalım, paklayın bu işi…
Diye düşündüğümüz sırada, Cumartesi günü ülkede çanak çömlek patladı…
Deneyimli Gazeteci gözüyle baktığımız, saygı duyduğumuz, yazılarını beğenerek okuduğumuz SÖZCÜ gazetesinin başyazarı ve bu iddianın yayımlayıcısı Rahmi Turan, Saraya giden CHP’linin adını açıkladı…
Muharrem İnce…
Elbette Muharrem İnce, ismi açıklanmadan, ismin açıklanması zorunlu olduğunu söyledi, açıklandıktan sonra kanıtlanması gerektiğini, aksi halde konuyu yargıya taşıyacağını vurguladı.
İşin yargı tarafını geçiyorum, o taraf, haber kaynağı kadar güvensiz bir ortam ama Rahmi Turan’ın bu noktada artık gazetecilik refleksini bir tarafa bırakıp “Haber kaynağım” dediği kişiyi de açıklaması zorunlu hale gelmiştir.
Konu aynı zamanda Rahmi Turan’dan başka gazetecilere örneğin Uğru Dündar’a da gitmiş ama belge olmadığı için onlar üzerinde durmamışlar. Rahmi Turan, kendi gazetecilik kariyerinin üzerine kalınca bir çizik atmış. Hem de kendi eliyle…
İsim açıklandı ama…
İsmi siyaset dünyasında kimse kabul etmedi. Hal böyle olunca elbette kabak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kafasında patlayacaktır. Bana göre patladı da.
Eğer FOX TV’ye çıktığında konu üzerinde “Biliyormuş gibi” tavır takınmasaydı, isim açıklanmadan konu üzerinde konuşulamayacağını söyleseydi,..
Öyle söyleseydi n’olurdu derseniz...
Öncelikle Erdoğan’ın meydan okumasının altında ezilmezdi.
İkincisi, partisi kurultaya giderken yara almamış olurdu…
Üçüncüsü, karşısına çıkması muhtemel rakiplerinin önünü açmamış olurdu.
Rakiplerinin önünü açmamış olurdu çünkü…
Bu tezgâhın, Muharrem İnce’nin dediği gibi, parti içinden tezgâhlanmadığına kim garanti verir? Belli ki şartlar olgunlaşmış ise, Muharrem ince hiç korkmadan, çekinmeden, yenilgiyi de göze alarak bir kez daha CHP genel başkanlığı için yarışa girebilecek karakterde birisi ve kendisini bu konuda kınamak, demokrasiye inanmamak demektir.
Eğer Muharrem İnce CHP’ye genel başkan olursa, Erdoğan “Bay Kemal” dediği gibi kolayca “Bay Muharrem” diyemez. Biraz uzun kaçar ve tutulmaz halk arasında…
Siz son cümlemi şaka olarak algılayın ve ben Cumartesi günü buraya kadar yazdığım yazıya, Pazar gelişmelerini de izlemek üzere ara vereyim ki, gündemi kaçırmayalım…
XXX
Pazar günü gelişmeleri izledik.
Gerçekten at izi it izine karıştı ve Kayseri deyimi ile de çanak çömlek patladı gibisinden oldu.
Haber Rahmi Turan tarafından köşesinde yazıldığında, karlı olan taraf CHP idi…
CHP Genel Başkanı konuştu, ortalık bi çalkalandı, ardından Erdoğan konuştu, çalkana çalkana ayran oldu, derken haberin kaynakları, haberi birbirine uçuranlar ortaya tek tek çıktı, gazetecilik mesleği yerle bir oldu ama…
Bu olayın tek kaybedeni Kemal Kılıçdaroğlu oldu son tahlilde. Arkasından gelen açıklamalar ne olacak, daha bilemiyoruz. Bu krizi atlatamayan, balıklama dalan ve CHP’yi bu krizin içine dürtüp bırakan durumunda kalan Kemal Kılıçdaroğlu, gerçekten kendisine yakışmayacak biçimde Erdoğan’ın eline büyük bir koz vermiş oldu…
Tam da bir delinin taş atması gibi ama kırk akıllı bulamıyorlar ki taş kuyudan çıksın.
Evet, hafta sonunda Türkiye’de çanak çömlek bu şekilde patlamış oldu, bakalım olay nasıl sonlanacak.