Farklı fikirleri ile gündem oluyor.
Önemli ve farklı tespitleri var.
Bir çok konu da bugünü değil yarınları konuşuyor ve buna dair üretiyor.
Eserleri ve görüşleri normal standartların bir hayli üzerinde ve ötesinde.
Ramazan Kurtoğlu’ndan bahsediyorum.
Yine yakın ve uzak geleceğe dair önemli göndermelerde bulundu.
Bakalım ne diyor yaptığı açıklamaların satır aralarında Ramazan Kurtoğlu?
“Küresel oyun basittir. Eğitim sistemi ile vatansever ama liyakatsız nesiller yetiştirilir. Düşünemeyen ”Torbadakileri Yiyen“ nesiller ile “Ekonomik Tetikçiler” yerüstü yeraltı varlıklarınızı hiç eder, itiraz edenler ötekileştirilir sosyal doku tahrip edilir tartışma girdabı başlar.
KAPIDAKİ TEHLİKE…
“Yazıp yazmamakta çok düşündüm ama bir akademisyen-entelektüel vatansever olarak Türk Milletini ikaz etmek mecburiyetindeyim.
Türkiye’de “iyi” gösterilen her şey illizyon.
Ağustos sonundan itibaren Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik, toplumsal, siyasi krizini yaşayacağız.” Uyarısında bulunan Kurtoğlu devamla bakın sistemin nasıl bozulduğunun altını çiziyor:
Türkiye’de ”Gölge Bankacılık ve Merkez Bankacılık” sistemi kurulmak/hortlatılmak isteniyor.
Bunun içinde İstanbul’daki Kapalı Çarşı merkez üs olarak kullanılmakta olup, bu üssün Türkiye’nin her köşesi ile canlı bağlantısı vardır. Ayrıca Kapalıçarşı da son dönemdeki yapılanmaya dikkat!
SİSTEMİ NASIL BOZDULAR?
Türkiye’yi Kobay bir ülkeye benzeten Kurtoğlu’nun ekonomi çarkının bozuluşuna dair tespiti de bir hayli ilginç;
Ekonomide ”Gini Katsayısı” ölçeği vardır. Türkiye’de bu ölçek Brezilya’dan kötü ve gelir dağılımındaki bozukluğu gösterir. Toplumun ilk %20’si gelirin %56’sına,toplumun %60’ı gelirin %39’una ve en alttaki %20’de %5’ine sahip. Cumhuriyet tarihinde gelir dağılımı ilk kez bu derece bozuldu.
2020 de “Fakirleşme dönemine hazır olalım”,2022de ”Gelecek 20 yıl: Fakirleşme dönemi” diye youtube videosu yayımladım. Yeni Dünya Tasarımı’nın kobay üç ülkesinden biri Türkiye. Biz DSÖ nün sağlık uygulamaları ve toplumsal gerginlik -fakirleşme testine tabi tutulacağız.
Sistemi değil şahısları sorgulayarak geldiğimiz yer burası. Hiç bir medeni ülkede olmayan, mebus seçilen iki yıl sonra EMEKLİ oluyor ve E.maaşı 65 bin TL. Bu ülke Profesörüne, Hakimine, Doktor ve Mühendisine bu parayı vermiyor. Emekli ve diğer memur, çiftçi ve küçük esnaf zaten perişan…
DOLAYLI/DOLAYSIZ VERGİ
Vergi sistemindeki adaletsizliğe bakın nasıl bir tepti ile dikkat çekiyor Kurtoğlu?
Bazı dostlar sual eyliyor.
Dolaylı/Dolaysız vergi ne ola ki?
Dolaylı (KDV-ÖTV gibi) Vergiler ABD, Kanada, AB, Japonya gibi ülkelerde %35 iken Türkiye de %77, Dolaysız(Gelir-Kurumlar V) söz konusu ülkeler de % 65 iken ülkemizde %23’lerde.
Yani Vergi sistemimiz adaletsizlik çukurunda…
Söylesek işe yaramıyor, söylemesek bir Türk vatanseveri olarak gönül razı değil.
Dolaylı vergiler dünyanın en adaletsiz vergileridir.
Osmanlı batışa Dolaylı Vergi ve para politikalarıyla gitti.
%77ye dayanmış Dolaylı Vergi bu petrol zammı ile tam bir enflasyon bombası ve …
BAKIN ŞU ELİN GAVURUNA
Bu arada ilginç bir saptama da yapıyor Kurtoğlu, vergilere dair.
İki yıl önce ABD’li bir gurup işadamı/ milyoner hükümete çağrıda bulunarak kendilerine ilave vergi salınmasını istedi.
Türk Milleti’nin %70’i Dolaylı vergiler ve gelir yetersizliği ile zor durumda iken, bu ülkede vicdanlı servet sahipleri zengin hiç mi yok?
Bu ateş hepimizi yakar…
BÖYLE ADALET/SİZLİK OLUR MU?
Türkiye’nin kaymağına yiyenlere dair de bir tespit yapan Kurtoğlu’nun bu tespiti ve buna bağlı önerisi de önemli;
Bankalar da yaklaşık 7 trilyon TL civarında mevduat var.
Bunun % 68’i 750 bin kişiye ait. Bunlardan, vergi almayacaksınız, Özel muayene ve hastanelerdeki faturasız işlemleri, binlerce taksi sahibini görmeyeceksiniz garibanı kümesteki tavuk yerine koyacaksınız. Adaletsizlik işte bu.
“Refah Paylı %25 emekli zammı” bu ülkenin sosyal barışını alt üst eder. Bu oranın mutlaka önemli ölçüde artırılması gerekir. 2021’de en düşük emekli maaşı alanların oranı % 15 iken şimdi %60’larda. Son 2 yılda iyice bozulan gelir dağılımı düzeltilmeli.
Devletin “dini” adalettir.
AKARYAKIT GEYİĞİ...
Son günlerin aktüel “Geyiği” akaryakıt a yapılan zam.
Benden de bir bilgi:
Asgari ücret ile 55ltlik depoyu ABD de 23 kez, İngiltere’de 21 kez, Hollanda da 17 kez ve Türkiye de altı kez dolduruyorsunuz.
Ve devamla uyarıyor Kurtoğlu; Ülkemiz de tarım ve nakliye sektörünün ana girdilerinden biri Motorin/Mazot olmasına rağmen yine zam yapıldı.
Denizde teknesi olanlara verilen indirimli fiyattan en azından Türk çiftçisine de motorin verilmeli.
Aksi tarım bir darbe daha yer enflasyon patlar.
BİR KAÇ ÇÖZÜM ÖNERİSİ...
Sürece dair de bir kaç acil çözüm önerisi sıralıyor Kurtoğlu.
Bakın neler öneriyor?
Salgın ile başlayan süreçte Yeni Dünya Tasarımı’nın siyasi-ekonomik-sosyal uygulamaları için üç pilot ülke öne çıkıyor; Kanada-Hollanda-Türkiye.. Bu üç ülkede olanlara iyi bakın ve Büyük Sıfırlama için dönüştürmenin nasıl olduğunu anlarsınız.
Türkiye’de iktidarı ve muhalefetiyle Rasyonel düşünceden hızla uzaklaşılan bir döneme girildi. Bu tür dönemler milletlerin siyasi, iktisadi ve sosyal bunalımlarının derinleştiği zamanlardır.
Toplum iç- dış istismarlara açık hale gelir, fay hatları itinayla derinleştirilir.
Türkiye Osmanlı’nın 1838-1914 benzeri bir “Dejavu” ile karşılaşsın istemiyorsak hızla “Çoklu Konut/Mesken” ve “Çoklu Arsa” vergisini devreye sokarak hem vergi toplamalı hem rantiye yağmasının önünü kesmelidir.
Devlet Gelir ve Kurumlar yerine Dolaylı Vergiye yükleniyor bu adaletsiz.
Son iki yılda ekonomide şu hususları belirtmiştim ama kaale alınmadı ve geldik yol ayırımına.
1-Türkiye hızla KKM çıkmazından kurtulmalı. Bu iş İlahiyatçılardan fetva alarak olacak iş değil zira Arjantin böyle battı.
2-Servet vergisi koymadan bu iş KDV -MTV vs artışı ile olmaz.
Ekonomi politikalarının başarıya ulaşması için tek şart GÜVEN tesisi olup sonrası matematiktir. Bunun yolu da ŞOK tedbirlerle Enflasyon -Faiz-Döviz/kur dengesinin olağan kulvarda seyretmesini sağlamak ve üretimi teşvikten geçer.
Aksi kısırdöngünün devamı olup alt-orta tabaka yanar.