Mustafa Göçer (AĞAÇ DEDE) CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 20.00 “TRT BELGESEL KANALINDA'YIM.
ERCİYES DAĞI VE SU KENARLARI ÖNCELİKLİ OLARAK ORMAN OLMALIDIR:
Ormanlarımızı korumalı ve güçlendirmeliyiz. Çünkü ormanlar yeraltı sularımızın zenginleştirir, verimli topraklarımızın çoğaltır, iklimi düzenler, çeşitliliği çoğaltır ve tarımı (bitkisel üretim, hayvancılık, arıcılık…) güçlendirir.
Pozitif bilimleri, ormanları ve tarımı güçlendirmeliyiz. İnsanı işleyerek sanatı ve zanaatkârlığı güçlendirmeliyiz. Buralardan alacağımız güçle doğa yüzlü teknolojiyi ve doğaya zarar vermeyecek şekilde sanayimizi güçlendirmeliyiz. Bize yeter.
Hem. İnsan işlendiğinde ve emek değer bulduğunda duyarlılık yükselir, barış yükselir.
Kayseri, Konya, Erzincan, Bursa, Elazığ, Adana… Anadolumuzun tamamı verimli ovalarının tarımsal faaliyetlere imkân sağlaması nedeni ile Asur Ticaret kolonilerinden beri ve tarih boyunca insanların refah içerisinde yaşayabilmesinin en önemli ve yaşamsal gelir kaynağını oluşturmaktaydı... Şehirlerdeki, şehir kenarlarındaki, dağlardaki, ovalardaki, vadilerdeki verimli topraklarımızı ormanlarımızı ve sularımızı koruyarak bu kaynağı kurutmamalıyız.
Her şey geçici hava, toprak, su kalıcıdır ve sonsuza kadar ülkemizdeki tüm canlıları beslemeye devam edecek olan tek seçenektir. Çocuklarımız ve tüm masum canlıların yaşam hakkı için daha önemlisi yoktur. Yönelim BİTKİ ŞEHİRLERE doğru olmalı, insanlık doğa ile barışmalı ve gezegenimizde yaşam güneş doğduğu müddetçe akıp gitmelidir. SAYGILARIMLA.
ERCİYES DAĞI VE SU KENARLARI ÖNCELİKLİ OLARAK ORMAN OLMALIDIR:
Ormanlarımızı korumalı ve güçlendirmeliyiz. Çünkü ormanlar yeraltı sularımızın zenginleştirir, verimli topraklarımızın çoğaltır, iklimi düzenler, çeşitliliği çoğaltır ve tarımı (bitkisel üretim, hayvancılık, arıcılık…) güçlendirir. Pozitif bilimleri, ormanları ve tarımı güçlendirmeliyiz. İnsanı işleyerek sanatı ve zanaatkârlığı güçlendirmeliyiz. Buralardan alacağımız güçle doğa yüzlü teknolojiyi ve doğaya zarar vermeyecek şekilde sanayimizi güçlendirmeliyiz. Bize yeter. Hem. İnsan işlendiğinde ve emek değer bulduğunda duyarlılık yükselir, barış yükselir. Kayseri, Konya, Erzincan, Bursa, Elazığ, Adana… Verimli ovalarının tarımsal faaliyetlere imkân sağlaması nedeni Anadolu’muzun tamamı Asur Ticaret kolonilerinden beri ve tarih boyunca insanların refah içerisinde yaşayabilmesinin en önemli ve yaşamsal gelir kaynağını oluşturmaktaydı... Şehirlerdeki, şehir kenarlarındaki, dağlardaki, ovalardaki, vadilerdeki verimli topraklarımızı ormanlarımızı ve sularımızı koruyarak bu kaynağı kurutmamalıyız. Her şey geçici hava, toprak, su kalıcıdır ve sonsuza kadar ülkemizdeki tüm canlıları beslemeye devam edecek olan tek seçenektir. Çocuklarımız ve tüm masum canlıların yaşam hakkı için daha önemlisi yoktur. Yönelim BİTKİ ŞEHİRLERE doğru olmalı, insanlık doğa ile barışmalı ve gezegenimizde yaşam güneş doğduğu müddetçe akıp gitmelidir. SAYGILARIMLA. * Erciyes Dağımız, dağlarımız ve tüm su kenarları öncelikli olarak orman olmalıdır. Şehirler içerisinde ve şehir kenarlarında kalmış olan verimli topraklarda topraktan üretim yapılmalıdır (mahalle sebze tarlaları kurulmalıdır) Yetişkin bir ağacın ekolojik değeri ekonomik değerinin tam 2000 katıdır. (Kaynakça: Ormanlar Yaşam Kaynağıdır. Ege Orman Vakfı). Atmosferin %21 kadarı O2’dir ve bu oksijenin %56 kadarını ormanlar üretir. Ormanlar atmosferimizde zararlı insan etkileri sonucu hızla çoğalmakta olan CO2’i, zararlı gazları ve tozları emer. Ormanlar ultraviyole ışınlarını engeller, havayı, toprağı ve suları temizler. Sular mikropsuz ve berrak akar (ormanla çevrili bir baraj suyunun 1cm3 ündeki mikrop oranı 76 iken bu oran, baraj, tarım alanı veya çayırlık alanla çevrili ise 4400’dir. (Kaynakça: www.ogm. gov.tr / köklerinde hayat var)*. Hava, su ve toprak temiz olunca hastalıklar ve sağlık giderleri azalır. İş gücü kaybı engellenir. Ormanlar insanların ve tüm canlıların yaşayabileceği “yaşamsal ısı aralığı” oluşturur, bu ısı aralığını korumaya çalışır ve gezegenimizde canlı yaşam devam eder. Ormanlar enerji tasarrufu sağlar: Klimalar daha az kullanılır, kaloriferler daha az yanar. Ormanlar su pompası görevi yaparak yağışların kıyılardan iç kesimlere aktarılmasını sağlar. Yer altı sularını çoğaltır. Sulak alanlar, kaynaklar, akarlar ve ırmaklar güçlenir. Toprakta verimlilik yükselir. Otlar çoğalır. Toprağın korunaklılığı ve değeri artar, toprakta buharlaşma azalır, tuzlanma önlenir. Tarım ve hayvancılık güçlenir. Yaban hayat için korunaklılık ve yaşam alanları bollaşır. Çeşitlilik çoğalır (bitki ve hayvan). Yüzey suyu akışı azalır ve suyun toprak tarafından emilimi artar “geniş ve yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan orman ekosistemlerinde, bitki örtüsündeki her %10’luk azalma, yüzey suyu akışında 25mm’lik bir artışa neden olmaktadır… Bitki örtüsündeki azalma %20 den %80’e varırsa, akıp giden yüzey suyu da iki katına, çam ormanlarında ise bu oran üç katına çıkmaktadır” Kışlalıoğlu, Berkes1997). “Su akışındaki iki kat hızlanma, suyun taşıyabileceği materyal boyutunu 8-16 kat artırabilmektedir” (Brown 1995). Su ve rüzgâr erozyonu önlenir (ormanlar çıplak alana göre erozyonu 375 kat daha azaltır)*. Asit yağmurları, seller, afetler, toz ve ses kirliliği engellenir (250 metre genişliğindeki orman gürültüyü %50 oranında azaltır). Barajların ve göletlerin ekonomik ömrü uzar. Eğlenme, dinlenme, spor ve iş imkânları oluşur… Beden ve ruh sağlığını düzenler. Odun ve yakacak ihtiyacını karşılar. Cazibe yükselir, turizm güçlenir, ülke zenginleşir, insanlar zenginleşir.