Gazeteci Arkadaşımız Recep Bulut’un, Mehmet Yakuter ile Youtube üzerinden yayın yaparak gerçekleştirdikleri yayında, AKP iktidarına karşı Kayseri ahalisinin büyük bir çoğunluğunun AKP’ye karşı tepkilerini gösteren bir video yayınlandı.
Ertesi gün AKP Kayseri İl Teşkilatı, kahvaltılı(!) ve oldukça kalabalık taraftarları ve yöneticileri ile basın toplantısı düzenlediler…
Elbette toplantı yapacaklar, kendilerini savunacaklar, buraya kadar bir şey demiyorum.
Ancak…
Basına yansıyan bir kare fotoğraf var ki, Kayseri ahalisinin tepkisinin ne kadar haklı olduğunun kanıtı olarak kabak gibi ortaya konmuş.
Kimlerdir tanımıyorum, beş kişilik fotoğraf karesinde, üç kişi maskeli (Onlardan biri Sayın Memduh Büyükkılıç, tanıdım) diğer iki kişi ise gayet keyifli bir şekilde gülüyorlar.
Hani neredeyse ülke cayır cayır yanarken, milletin gösterdiği tepki sırasında kahkahalar ile gülerek bir de göbek atmadıkları kalmış…
Bir, o kadar kalabalık katılım ile neyi amaçlıyorsunuz bu basın toplantısından?
Gövde gösterisi mi?
Eğer öyleyse üzüldüm, çünkü gövdeniz filan kalmadı.
İkincisi, bir video çekilmiş vatandaş tepki gösteriyor. İçinde karşı çıkanlar da var.
Siz basın toplantısı, üstelik kahvaltılı(!) basın toplantısı düzenleyeceğinize, önce kendinizi bir hesaba çekseydiniz.
Ülke nereye gidiyor, oturup düşünseydiniz…
Bugüne kadar Kayseri’de “Orman yangını” diye bir yangın yaşanmış mı, geçmişi bir karıştırsaydınız. “Bizim ülkemizin ormanları yanarken ve her sene yanarken yangın söndürme uçağımız neden yok da cumhurbaşkanının 13 uçağı var” diye sorgulasaydınız…
Daha doğru bir davranış olmaz mıydı?
Sizin gönlünüz bunlara razı geliyor mu?
Kahvaltıya o kadar masrafı yapana kadar, IBAN numarasına bedelini gönderseydiniz mesela…
Hani hükümetiniz IBAN numarası verdiydi ya…
Sizde aslında kabahat yok.
Bu kadar sıkıntılı günler içinde, videoya karşı tepki vermek için hastası arabayla, sağı koltuk değneği ile partili katılanlar ve üstelik kahvaltılı basın toplantısı davetine muhabir gönderen gazete yöneticilerinin davranışları ayıp.
Ancak onları da ayıplayamıyorum ne yazık ki…
Sonuçta, ekmeklerini veren onlar, dediklerini yapacaklar, n’apsınlar.
Ama şu var ki demeden geçemeyeceğim, biraz ciddiyet ve utanma lütfen…
XXX
Bir konu daha var ki insan olanın yüreğini sızlatıyor…
Çıkmış bir TV kanalına, almış karşısına yalaka sözde gazetecileri konuşuyor…
"Televizyonda konuşuyorlar, 'canlılar yandı' eyvallah. Yahu yangın olur da ormandaki canlılar yanmaz mı? Biz bu canlıların sahiplerine hepsine ödemelerini yapacağız.”
Zihniyet bu kadar işte…
Ormanda yanan hayvanların sahibi, yine orman ve o ormanların sahibi olan, bu vatan toprakları üzerinde yaşayan milletin ta kendisidir.
Aklından geçirdiği hayvanlar, sadece büyük ve küçükbaş hayvanlar değil. Tavuk, cücük değil.
Yanan o kadar ormanın içinde aklının alamadığı belli olan o kadar çok canlı var ki, hepsi yandı bitti kül oldu…
Sadece Türkiye ve Yunanistan’da üretilen ve ülke ekonomisine katkı sağlayan “Çam balı” ile o balın üretilmesinde katkısı olan mikroorganizma canlılar ile o balı yapan arılar da yok oldu.
İşte “Yönetme akılları” bu kadar…
Ve artık ben diyorum ki, bu ormanların yanmasına göz yumdular.
Aklı başında hiçbir yönetim, yangınlara bu kadar duyarsız yaklaşamazdı, onu da yaptılar…
Ormanların yanmasına göz yumdular.
Evet, bunu da ne yazık ki yaptılar ve halen o Orman Bakanı yerinde oturuyor…