Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı, bir yerde ki muhtemelen partililerine karşı konuşuyor olabilir veya bir açılışta…
“Biliyorsunuz, ben ekonomistim…”
Dedi…
Yani biz biliyor muşuz O’nun ekonomist olduğunu.
Vallahi bizim bildiğimiz, O’nın askerlikte kantin subayı olduğu, bir dönem Ülker bayiliği yaptığı, 26 Mart 1989'daki yerel seçimlerde Beyoğlu belediye başkan adayı olduğu... O seçimde %22,83 oranında oy toplayıp, %29,29 oranında oy alan Sosyal Demokrat Halkçı Parti adayı Hüseyin Aslan'ın gerisinde kalarak belediye başkanı seçilemediğini, sonra da 1994 seçimlerde %25,19 oy oranı alarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçildiğini...
Daha sonra ise gaza gelerek Siirt ilinde okuduğu bir şiirden dolayı ceza aldığını ve seçilme yeterliliğini kaybettiğini…
2002 yılında yapılan seçimde milletvekili olamadığını…
2003 yılında CHP’nin desteği ile yapılan yasal değişiklik ile yasağının kalktığını ve Siirt ili seçimlerinin iptal edilerek milletvekili ve başbakan olduğunu…
Çok enteresandır, milletvekili seçildiği günden beri gerçekleri saptırdığını ve “2002’de Erdoğan’ın yolunu açtık” diyen Baykal’a, “Baykal benim için bir şey yapmadı” dediğini. Ancak o dönem Anayasa değişikliği görüşmelerindeki TBMM tutanaklarında Burhan Kuzu’nun, desteği için CHP’ye teşekkür ettiğini…
Biliyoruz da “Ekonomist olduğunu bilmiyorduk…
Kaldı ki, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmak için ekonomist olmaya da gerek yok iken bu iddialı söz niye?
XXX
Cumhuriyetten bu yana ülkenin sanayisinin temel taşlarını yenileyip güçlendireceğine, arsa fiyatına elden çıkardığın yetmiyormuş gibi, şimdi de stratejik varlıklarını satıyorsun ya da 49 yıllığına kiraya veriyorsun?
Hadi “Biliyorsunuz, ben ekonomistim” diye iddialı bir söz söyledin, değilsin ama ekonomistsin, “19 yılı aşkın bir zaman sürecinde nasıl getirdin ülkenin ekonomisini bu hale” diye sormazlar mı?
Madem “ Ben ekonomistim” iddiasında bulunuyorsun, üretime ağırlık vermeden ülkenin kalkınmasını sağlayamayacağı gibi basit bir ekonomi kuralını nasıl bilmezin de ülke gelirlerini taşa toprağa ve faiz giderlerine aktarısın?
Millet, sandık önlerine geldiğinde sorar…
Sormazsa da demek olur ki, hak ettikleri yönetim ve ekonomi bu…
XXX
Şimdi yeni bir uygulama gündemde…
Yeni uygulamanın basına yansıyan şekli şu…
“Merkez Bankasından anılan ‘Uygulama Talimatı’ uyarınca, 3 Ocak 2022 tarihinden itibaren;- İhracat Genelgesine göre İBKB (İhracat Bedeli Kabul Belgesi) veya DAB’a (Döviz Alım Belgesine) bağlanan ihracat bedeli dövizin %25’i, İBKB veya DAB’ın düzenlendiği tarihteki işlem kuru üzerinden Merkez Bankasına satılmak üzere İBKB veya DAB’ı düzenleyen bankaya satılacaktır.- İşlem Kuru; Merkez Bankası tarafından saat 10:00, 11:00, 12:00, 13:00, 14:00 ve 15:00’de ilan edilen ve İBKB veya DAB’a bağlanan ihracat bedeli dövizin Türk Lirasına çevrildiği saat itibarıyla en son açıklanmış olan döviz alış kurunu ifade etmektedir. Banka nezdinde Merkez Bankası adına ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini hesaplar açılacak ve bankanın bu Uygulama Talimatı kapsamında satın aldığı dövizler saat 17:00’ye kadar Merkez Bankası’na bildirilerek toplu bir şekilde söz konusu hesaplara aktarılacaktır.”
Şu demek oluyor…
Örneğin 100 bin dolarlık ihracat yaptınız, bankanız işleminizi yapıp 100 bin doları hesabınıza geçerken, işlem yaptığınız saatteki dolar kurunu esas olarak 25 bin dolarını anında TL’ye çevirip hesabınıza alacak.
Yani, sizin tercihiniz ve isteğiniz dışında…
Peki, sizin ithalat için dövize ihtiyacınız olur da satın almak isterseniz, sattığınız günkü kur, sattığınız değerin üstünde olursa, aradaki farkı kim karşılayacak?
İthalat ve ihracat işlemini birlikte yapan işletmelerin hesaplarında mutlaka döviz cinsinden para olacak ki, yükselme ve düşmelerden çokça etkilenmesinler…
XXX
Bu düşüncemde bir yanlışlık var mı, bilmiyorum ama düşüncem bu.
Yanlış ise, bilenler bu uygulamadaki işletmeci, üretici ve tüketici lehine kazancını bana açıklasınlar…
XXX
Bir de şunu ifade etmek istiyorum.
Sanayici, işadamı, işletmeci, küçük esnaf, çiftçi, işçi, yani çalışıp da hazineye vergi ödeyen ne kadar kişi ve kurum varsa, ülkeyi ayakta tutan onlar.
Onların da Sivil Toplum Kuruluşları (STK) var, yakın zamana kadar ağızlarını açmadılar.
Neden bilir misiniz?
Ülkelerini sevdiklerinden…
Bu kesimin döndürdüğü çarkın, artık dayanamayıp bira an için durduğunu düşünür müsünüz?
Bu sorunun cevabını “Biliyorsunuz, ben ekonomistim” iddiasında bulunanın cevaplamasını isterdim doğrusu…
XXX
O, “Biliyorsunuz” diyor ama bizim bildiklerimiz bu değil…
O da bunu bilmeli…