Her insan belli bir dönem kendinden habersiz yaşar. Kimileri her şeyin farkında ama umursamaz, bazıları kendini sorguya çekerek yaşam amacını bulmak üzere düşünür. İnsan kendini keşfetmeli ve varoluş amacını bulmalıdır.
Hayatımda kimseyi ötekileştirmedim, hiç kimseyi inancına ve yaşam biçimine göre değerlendirip hakaret etmedim, ölen hiçbir insanın arkasından “geberdi, cehennem de yanacaksın, zebanilere hesap ver, pamuk tıkadılar, seni kimse kurtaramaz” diyerek, hem Allah’ın işine karışmadım, hem de insanlığın yüz karası olmadım. Hiçbir siyasi parti lideri ve yöneticilerine, sonunda nedamet duyacağım şekilde övgü ve yergi ile yakınlaşmadım. Kamu yöneticilerinin hiç birisi ile çıkar ilişkisine dayalı dostluğum olmadı, kendi kendime yetmeyi yeğledim, taviz vermeden yaşadım ve yaşamaya devam edeceğim. İnsanlara, inanç yapısına göre değil, ahlak yapısına göre güvendim, yakınlaştım veya uzaklaştım. Davranış şeklime göre ya ceza ödedim veya varsa mükafatını dostlarımla paylaştım. Hayatımda hiç kimsenin özeline karışmadım ve araştırmadım, Kamu hakkı yiyenden, Devleti yıkmaya çalışanlardan, doğayı talan edenlerden, kendisine haksız kazanç sağlayanlardan ve başka canlılara yaşama hakkı tanımayanlardan uzak durdum ve insani ilişkilerimi kestim.
Ben nasıl biriyim, nasıl bir insan olmak istiyorum? Hangi yönlerimi beğenmiyorum ve düzeltmeliyim diyorsun? Hayatım kendime bu soruları sormakla geçiyor ve her gün kendimi sınava tabii tutuyorum. Sonuç nemi diyorsunuz? İstem dışı yaptığım bir hatadan dolayı uykularım kaçıyor, vicdan azabı çekiyorum. Gücümün yettiği ölçüde yapabildiğim güzellikler varsa mutlu oluyorum ve ertesi gün bu güzelliklerin bir yenisini yapmaya çalışıyorum.
Yakınında ve uzağında yaşayan, ulaşabildiği tüm insanlara, kötülük, kin, nefret ve hakaret etmelerini tavsiye etmekle yükümlü olan bir insan, yukardaki soruları kendilerine sorarak kendini düzeltme yetisine sahip değillerdir. Bu tür insanlar memnun olmasa bile, içinde bulunduğu yaşam biçimine alışmıştır, değiştiği takdirde nelerle karşılaşacağını, karşılaştıkları ile nasıl başa çıkacaklarını ve nasıl davranmaları gerektiğini bilemezler ve kötülük yapmaya devam ederler. Biat kültürü ile yetişmiş, sorgulamaktan yoksun, kendi inancına uygun olmayan yaşam biçimini linç etmekle zehirlenmiş biri, insanlık için güzellikler yapar mı, benim hayatım nasıl geçiyor diye kendini sorgular mı? Tabi ki hayır. Sözümün esiri olmamak için, hayatımın hiçbir döneminde insanlara hakaret etme, argo konuşma, kaba kuvvet, saygısızlık, çocuklara ve yaşlılara karşı boş vermişliğim olmamıştır. “Hayatınız güzelliklerle dolsun.”