Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, "Amerika'nın, İngiltere'nin halini görüyorsunuz değil mi? Benzin yok benzin. Almanya'da kuyruklar, Fransa'da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar, Türkiye'de böyle bir sorun yok" dedi…
Vallahi bir öneki yazımda da dedim ya AKP’lilere artık bir “Laf terazisi” icadı zorunu hale geldi, dedikleri lafın nereye gideceğini bilmiyorlar… Tartamıyorlar laflarını.
Ne diyeceklerini, ne uyduracaklarını, milleti etkilemek için ne yapacaklarını şaşırdılar. “Benim oğlum bina okur döner döner yine okur” atasözünde olduğu gibi, hep aynı lafları tekrar eder oldular. Avara kasnak gibi dönüp duruyorlar.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, fırsatı kaçırır mı, yapıştırıyor…
"Erdoğan, yarısı bayat hep aynı nakarata girmişsin yine. Çok tekrar ediyorsun bu aralar kendini, sahi iyi misin?"
Aslında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın, uğraşması, bakması, ilgilenmesi gereken o kadar çok iş var ki…
Örneğin…
“Amasya'nın Büyük Kızılca köyünde yaşayan çiftçiler, Tarım Kredi Kooperatifinin uyguladığı yüksek faiz nedeniyle zor durumda kaldı. Daha önce traktörleri icra yoluyla alınan köylülerin şimdi de kamyonetleri, otomobilleri icra yoluyla alınmaya başladı.”
Biz bu bilgiyi gazete haberlerinden öğreniyoruz da o bilmiyor mu?
Ama işin daha da trajikomik tarafı, dün millete “Beraber yürüdük biz bu yollarda” türküsü söylettiriyordu ya meydanlarda hep bir ağızdan…
Şimdi o türküyü beraber söylettiği çiftçiler, köylüler, işçiler, memurlar, esnafla, sanayiciler, hep beraber pankart ile cevap veriyorlar…
“Beraber BATTIK biz bu yollarda…”
Atatürk’ün dediği gibi, “Türk milleti zekidir” ki, bu anlamlı, hem de oldukça derin anlamlı pankartı ortaya çıkarabiliyor. Eksik olan yanı, gerektiği yerde, gerektiği gibi aklını da kullanamaması…
XXX
Gelelim söze…
Açtım telefonu Avrupa’ya, hayırdır haliniz perişanmış, asrımızın en büyük lideri diyor. Türkiye olarak Sudan’a bile yardım ediyoruz, size ne gibi bir yardımda buluna biliriz?
Diye sual ettim…
İngiliz dedi ki…
“Biz, AB’den ayrıldık ve ayrılmanın getirdiği sıkıntılarımız var ebette. Ancak biz liderlerimize de parlamento üyelerimize da güvenimiz tam. Ülke olarak altından kalkarız merak etmeyin. Olmazsa Sterlinlerimizi bavula doldurur, iltica ederiz size… Paramız, sizin paranız karşısında 12 kat daha değerli, dertsiz tasasız yaşaya biliriz o günlere gelirsek şayet…”
Dediler…
Yani merak edilecek bir ey yokmuş…
Alman’a sordum, güldü…
“Sizin asrın liderinin gece yatarken sırtı açılmış olabilir” dedi…
Fransız’a sordum, o da alaycı bir şekilde güldü…
“Bizim İngiltere ile ciddi sorunlarımızdan kaynaklanan sorunlarımız var ama aç değiliz, açıkta değiliz, kimse çalıp-çırpmıyor, merak etmeyin…”
Dediler…
Görüşmeyi telekonferans ile yaptığımızdan, herkesin ne dediğini herkes de duyuyordu tabi.
Üçü beraber dedi ki; “Siz oturun da kendi derdinize yanın, gidişatınız uçuruma doğru, gözünüz görmüyor mu? Aklınız ermiyor mu? Kör müsünüz, cahil misiniz, aklınızı mı yitirdiniz yoksa…”
Dediler…
E, haklılar mı değiller mi?
Şimdi deyin bi bakalım, hadi…