Kocaman adam olmama rağmen, en büyük tutkum, akşam eve gelince, köşesinde, köşe minderinde oturan babamın dizine başımı koyup yatarken onunla sohbet etmekti.
Hiçbir zaman “Ayıp, kalk doğru otur babanın yanında” dememişti. Belki de kendi de hoşlanıyordu ya da hoşgörü içindeydi.
Sonuçta evladı idi dizine başını koyan…
Ne mi konuşurduk? Aklınıza ne gelirse ama günceli tartışmak en iyisi olurdu.
Bazen yazdıklarımı da konuşurduk ama daha hiçbir zaman “Yazma” veya “Böyle yazma” gibi bir uyarısı olmamıştı. Oysa ben, Muğla’da ilk yazmaya başladığım günlerde yaptığım ve büyük ders aldığım hata sonrası yaşadıklarım, yeterince bana ders olmuştu zaten.
Babam devlette 32 yıl çalıştıktan sonra “Kadastro Müdürü” unvanı ile emekli olmuştu. Kadastro mevzuatına, ilgili yasalara ve uygulamalarına bihakkın (Yeterinden fazla) vakıf (Bilir) idi.
Sorabilseydim eğer…
“Baba… Ne dersin bu Kanal İstanbul projesine?” diye…
Vereceği cevabı biliyorum, çünkü ben de o meslekte bir süre çalıştım: “Kamulaştırması bile yıllar sürer nasıl yapılacak ki?”
Hani Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan “Bir haftaya” kazmayı vuracak ya!...
Ah baba… Hayatta olsaydın da görseydin diyeceğim de bunca zaman devlet geleneğinden gelen biri olarak eziyet olurdu sana…
XXX
Atatürk Havaalanının kiracısı olan Fransız TAV şirketi, kira süresinin bitimine yaklaşık 1,5 yıl kala havaalanının kapatılması nedeniyle doğan tazminat haklarını ne olduğunu şöyle açıkladı…
"Taraflar arasında yapılan toplantılar sonrasında, hesaplanan tazminat miktarı ile ilgili yazı DHMİ tarafından şirketimize iletilmiştir. İlgili resmi bilgilendirme yazısında, şirketimize DHMİ tarafından tazmin edilecek tutarın 389 milyon Euro olduğu ifade edilmiştir."
“Baba” diyebilseydim, “Ne dersin bu işe?”
“Biz” derdi lafa başlarken, “Yönettiğimiz dairenin yıllık tahsisatını harcarken, her kurşun hesabını şeffaf bir şekilde verebilecek gibi harcar, hatta israftan kaçınır, yılsonunda kalan tahsisatı iade ederdik” derdi…
Sonra da sorardı…
“Paradan altı sıfır silindi ya oğlum, mertebelere aklımız basmaz oldu. Şimdi ödenmesi gerektiği belirlenen 389 milyon lira…”
Hemen araya girerdim, “Yok baba lira değil Euro…”
“Benim o dediğin para birimine aklım ermez ama her ne hal ise 389 milyon ödenecek paranın sorumlusu kim olacak?”
“Sorumlusu olmayacak ki baba…”
Babamın şaşkın bakışlarını görür gibiyim; “Ne demek olmayacak… Devlette her işin sorumlusu olur ve o sorumlu, icraatının bir tamamından sorumlu olur ve hesabını verir. Gerekirse tazminatını da öder…”
Ben nasıl diyeceğim şimdi…
“Heee… O senin zamanındaydı” desem yine yüzüme şaşkın bakışlarını sevk ederdi doğrusu. Nereden bilsin ülkeyi “Tek adam” yönettiğini.
Nereden bilsin o kişinin ağzında çıkanın “Kanun” olduğunu, ömründe ne duymuş ne de yaşamış…
Ah bir babam hayatta olsaydı…
XXX
Yine akşam eve geldiğimde, köşe minderinde oturur görseydim de dizine yatığımda sorsaydım.
Baba… Asgari ücret konusunda sormuşlar Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’a. O da “Sonuçlansın da bir jet yaparız” demiş…
Yine yüzüme şaşkın bakardı ama bu sefer alınganlık gösterirdim doğrusu.
Her sorduğumda neden şaşkın bakıyor, değil mi ama?
O şaşkın bakışlarının ardından vereceği cevabı azdan çoktan biliyorum…
Derdi ki babam: “O nasıl bir şey oğlum. Devlet jest mi yaparmış. Devlet, milletin rahat ve huzur içinde yaşaması için gerekli önlemleri alır ve o önlemleri uygulayacak yasaları yapar. Jest dediğin şey, keyfi uygulamadır. Olmaz öyle şey, hadi oradan sen yanlış duymuşsun…”
Ne diyeyim babama?
Yanlış yok mu diyeyim, gari böyle yönetiliyoruz mu diyeyim?
Desem, bilirim ki mezarından çıkar gelir yüzüme bir güzel şaplağı indirir, “Devletle bu kadar uğraşılmaz” diye suçlanırdım…
Çünkü onların zamanında devlete, millete ve yasalara saygı, her şeyin önünde gelir.
Baba…
Dizin yok ki oturup anlatayım sana…
İyi ki yoksun, üzülürdün gördüklerinden desem…
Baba, çok özledim seni.
Dizinde yatmayı da özledim baba…
Baba, yokluğuna 32 seneden beri alışamadım daha ama sen üzülme yine de, nasıl olsa aşacağız bu kötü günleri de. O zaman mezarının başında söz, haber vereceğim sana, “Başardık baba” diyeceğim…
Allah’ın rahmeti üzerine olsun, dualarımız seninle…