Yüz yıla bir asır diyoruz.
Bin grama bir kilo der gibi değil, bir asır oldukça uzun bir zaman ama gram-kilo öyle mi?
Uzun süreç için genellikle söylediğimiz bir söz vardır, “Asrın lideri” deriz.
A.B.D. Başkanı John F. KENNEDY, 10 Kasım 1963 tarihinde, Atatürk’ü anma gününde şunları söyledi: “Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye’nin doğması, yeni Türkiye’nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk’ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye’de giriştiği derin ve geniş inkılaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.”
Yine aynı tarihte bir başka ABD başkanı Franklin D. ROOSEVELT de şunları söyledi: “Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır.”
Yine ABD Başkanı Franklin D. ROOSEVELT, 1928 yılında “Sovyet Rusya Hariciye Bakanı Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa’nın en kıymetli ve en seçkin, dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa’nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.” diye anlatmıştır.
ABD’nin ünlü generallerinden General Mc ARTHUR da Atatürk’ten şöyle söz etti: “Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye’nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.”
Alman Prof. Walter L. WRIHT Jr.: “O kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir diktatör değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.” diyerek anmıştı…
Alman Volkischer Beobachter Gazetesi ise Atatürk’ten şöyle söz etmişti: “Atatürk Türkiye’yi tek düşman kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.”
1916-1922 yılları arasında İngiliz Hükümetinde Başbakanlık görevini üstlenmiş olan Lloyd George, Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında: “İnsanlık tarihi birkaç yüzyılda bir dahi yetiştirebiliyor. Şu talihsizliğimize bakınız ki Küçük Asya’da çıktı. Hem de bize karşı… Elden ne gelebilirdi?” diyerek hayıflanmıştır.
Elbette dün de bugün de Atatürk’ün kişiliği ve liderliği konusunda söz eden, konuşan birçok kişi var. Bunlardan hiçbir yabancının Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında olumsuz tek söz etiklerini kaynaklarda görmedim, yaşımın içinde de duymadım.
Ne var ki Türk siyaseti içinde ve özellikle son 20 yıl içerisinde “Ayyaş” tanımlaması başta olmak üzere, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü hiçe saymak, O’nu olabildiğince tarih sayfalarından silmeye çalışma zekâ yoksunu olanlar oldu. Annesi başta olmak üzere ailesine hakaretler yağdırdılar.
Millet bunları yuttu mu?
Hayır yutmadı…
Ve yutmadığı için, O’nu hiç saymak için elinde geleni yapanlar, deyim yerinde ise adeta çıldırdılar, çıldırmaya da devam ediyorlar.
Gerçekte “Asrın lideri” sıfatını hak etmek, sanıldığı gibi kolay değil.
Dünya devletlerinin başkanlarının, arkanızdan başka, yüzünüze karşı başka söylemeyecekler, kandırmak bir yana, denemeyecekler bile.
“Asrın Lideri” hiçbir koşul altında kanmayacak, kandırılmasına izin bile vermeyecektir.
Gelelim günümüze…
Ne demişti?
“Bir gece ansızın gelebiliriz…”
O “…bir gece…” bir türlü gelmeyi bilemedi…
Bir başkası ne demişti daha iki-üç gün önce?
“ABD’nin oyalama taktiği geçerli olmayacak…”
Türkiye tarafının 30 km. derinlikteki “Güvenli bölge” isteğine karşılık ABD ne diyor?
Önce 5 km. derinlik dedikten sonra 15 km. derinliğe çıktılar. Onu da “Zamana yayma” şeklinde uygulayarak, oyalama taktiğine devam edeceklerini ortaya koydular…
Aslında iktidarın doğru karar verebilmesi için “Atatürk olsaydı bu konuda başından beri nasıl davranırdı” diye oturup çalışması gerekir…
Biliyor musunuz?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en önemli özelliklerinden birisi, tarih bilgisine çok iyi sahip olmasıdır.
Okumasıdır…
Milletini her türlü tehlikelerden uzak tutmak için gereken ne ise onu yapmaktır. Onun için “Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.”
Demiştir…
Tamam da bugün kendilerini “Lider” sananlar davranışları ile “Asrın lideri” olmayı hak ediyor mu?
Millet olarak oturup önce bunu düşünüp tartışmamız gerekir.
Çünkü geleceğimiz hakkında karar vermek, bu sorunu çözmekle başlayacaktır.