Esra ve Berat Albayrak çiftinin bir oğulları dünyaya gelmiş. Baba Albayrak bunu sosyal medya hesabından paylaşarak duyurmuş.
Allah Analı-babalı, sağlık içinde vatana ve millete faydalı bir birey olarak yetişmesini nasip etsin.
Anne ve babayı kutluyor, izin de verirlerse de sevinçlerine ortak olmak istiyorum.
XXX
Berat Alnayrak’ın sosyal medya hesabından duyuru yapması sonrasında bir takım ruhsuz, şuursuz, ahlaksız, şerefsiz, insanlıktan nasibini aşmamış, insan olarak tanımlanması mümkün olmayan bazı ne idüğü, nitelikleri belirsizler tarafından, aşağılayan, hakarete varan yorumlar paylaşımlar yapılmış.
Ben görmedim ama aklı başında, insanlık niteliklerini üzerinde taşıyan hemen her kesim tarafından tepki gördüğüne göre, görmeye de zaten gerek yok.,,
Öyle sanıyorum ki Türkiye’de tepki göstermeyecek tek kişi yoktur ve olmaması da gerekir diye düşünüyorum.
Çünkü tepki, insanlığın, ahlakın bir ölçüsüdür.
Ben de bu düşünceleri içinde gösterebildiğim her türlü tepkiyi ortaya koyuyorum. Kaldı ki tüm siyasi figürler de aynı tepkiyi göstermişler, basın da aynı tepki içinde…
XXX
Buraya kadar her şey tamam da…
Bu olaydan sonra sosyal medya hesaplarını sınırlamak ve hatta tümden kapatmakta “Kararlı” olmak ne demek?
O sosyal medya hesaplarından AKP yandaşı troller, hemen her gün birilerine hakaret ediyordu, bir gün daha tepki gösteren olmadı…
O sosyal medya hesaplarından Başak Demirtaş ve Canan Kaftancıoğlu’na olmadık hakaretler edildi, Demirtaş’a hakaret eden yakalandı, tutuklandı ve serbest bırakıldı.
Özellikle yandaş bazı gazetelerde, hemen her gün ağza alınmayacak şekilde hakaret eden haber ve köşe yazarları hakkında her hangi bir işlem yapılmadı, yapılmasına izin bile verilmedi…
Geçtik…
Yine sosyal medya hesaplarından iktidar sahibi siyasiler, atanmış İçişleri bakanı millete hakaret içeren paylaşımlarda bulundu…
Sekizinci torununu kucağına alma muyluluğuna erişen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan…
Siz de o sosyal medya hesabından veya çıktığınız kürsülerden her yere meydan okurken, içine hakaret kelimelerini de yerleştirdiniz. Hem de hiç çekinmeden ve usanmadan, bıkmadan.
Dünyanın her tarafında özürce ama ahlak kuralları dâhilinde kullanılan, yapılan ahlaksızlıklar yargı önüne çıkartılan sosyal medya paylaşımını yasaklamaya kalkmak ne demek?
Sizlerin ve yandaşlarınızın yaptıklarına ses çıkarmayan ama size karşı ahlaksızca yapılan sosyal medya paylaşımını bahane ederek, yeni yasaklar getiremeye kalkışmak sizce ne kadar doğru…
Bugünün teknolojik olanakları içinde hakaret edenleri yakalamak kadar kolay bir iş yok, ykalayın, yargı önüne çıkarın ve gereken ceza ne ise verin, yanınızdayız…
Ama başkalarına yapılanları da görmezden gelmeyin…
XXX
Bu konuda şikâyetçi olmayan aklı başında ahlak sahibi tek kişiyi bulamazsınız…
Ama bunu siz yaptınız, siz başlattınız…
Namlu bir kez kendinize dönünce ki ahlaksız ve kalleş bir namludur, hemen demokrasiye saldırma düşüncenize bahane etmeyin…
Dediğim gibi…
Toplumun içine hakaret etmeyi siz soktunuz, siz öğrettiniz…
Yeni doğmuş bir sabiye, loğusa anasına ve babasına yapılanları asla onaylamazken, sizin de yandaşlarınızın da, yandaş medyanın ve aynı zihniyet içindeki yandaş yazarlarınızın da bu türden davranışlarını asla onaylamıyoruz…
Dediğim gibi böylesi ortamı siz başlattınız ve siz yaptınız…
Ama yasaklar getirmeye kalkışmayın, onu da yeteri kadar yapıyorsunuz zaten…
Xxx
Elbette sosyal medyayı kullananlar da boş durmadı, “Sosyal medyama dokunma” sloganı çığ gibi büyüdü.
Bu arada yine Erdoğan “Onlar dizi izleyip film çeviredursun, biz hizmet edip tarih yazmaya devam edeceğiz” demiş.
Acaba bu cümlenin de topluma hakaret, toplumu aşağılamak olduğunun farkında değil mi?
Milletin esas sorunlarını, gündemini gizleyerek her gün dizi film çeken de siz değil misiniz?
Olmuyor…
Toplum bunların hiç birini hak etmiyor.
XXX
Son bir örnek ile yazımı kapatayım…
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Deva ve Gerçek partisi hakkında kullandığı ifadeler…
“Bunlar naylon parti… En küçük darbede delinebilecek, örselenecek yapıdalar… Seyircisi olmayan bir futbol takımı gibiler. Bunlar tabansız… Seçmen kitleleri yok… Üstelik çaplarına bakmadan kemikleşmiş siyasi parti oylarına talipler… Aslında bunlar, daldan bir elma düşmesini bekleyen sürüngenler, ağına bir böceğin takılmasını bekleyen örümcekler, savanda bir canlının kendi kaderiyle ölmesini veya parçalanmasını bekleyen akbabalar, aslanın yemlerinden artanla yetinmek zorunda kalan sahra tilkileri gibiler. Bıkkın ve küskün seçmenlerin tuzaklarına düşmesini bekliyorlar. Oysa yıllardır oy verdiği partiye bir şekilde tepkili olan Türk seçmeni bile öylesine bilinçli ki bunları ancak mizah malzemesi yapar."
Bu sözler, terbiyesizliğin, edepsizliğin, ahlaksızlığın, haysiyetsizliğin tipik bir örneğidir…
Hadi düzeltin de görelim…