Yok canıııım…
Dalavere işler değil, yazdığım gibi ala-vere işler.
Nasıl mı? Anlatmaya çalışayım…
Haziran-2019 ayında açıklana işsizlik rakamlarının basına yansıması şu şekilde oldu…
“Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 938 bin kişi artarak 4 milyon 253 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 2,8 puanlık artış ile yüzde 13,0 seviyesinde gerçekleşti.
Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 3,2 puanlık artış ile yüzde 15,3 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 5,4 puanlık artış ile yüzde 24,8 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 2,9 puanlık artış ile yüzde 13,3 olarak gerçekleşti.”
Devamı da var…
Örneğin kayıt dışı çalışanların oranı % 35,2 olmuş.
Bu rakamları gördükten sonra düşüncemizi açıklarken, Damat Bakan’ın dilinde konuşarak başlamalı, “Bak işte bu çok önemli” desek anlaşılır olurumu?
Yani çok ayrıntıya girmesek, damat bey ne demek istediğimizi anlar mı?
Yönetmek ya da yönetememek, işte bütün mesele bu…
Başarılı bir yönetici, zamanı, parayı, insan gücünü, bilgiyi, ham madde ve mamul maddeyi, kullanarak, kârlılığa, bir başka deyimle verimliliğe en üst seviyede ulaşabilen ve bunu da ekibi ile paylaşabilen kişidir.
Eğer “İş” konusun tarif edecek olursak, çok basit bir anlatımla her işin temel kuralı “Al-ver” işlemidir.
Eğer alacaksan, karşılığında bir şey vermek zorundasın. Vereceksen eğer, bu kez karşılığında bir şey almak zorundasın.
Burada tüm marifet, alıp verirken, aradaki farkın kendi adına kâr sağlamasıdır.
Eğer ilişkileri piyasaya benzetirsek, kâr edebilmek için gücün sende olması gerekir. Güç ise, konunun ne olduğu ile ilgili değişkenlik gösterebilir…
Yazımızın buraya kadarki konusu, Haziran-2019 ayı itibariyle açıklanan işsizlik ise, işsizliği gidermenin yolu da aynı kuralları işletmekle olur, başka türlü başaramazsınız…
Üretim kanallarını çalıştıracaksınız ki, işsizlik oranı düşsün, hatta sıfıra inebilsin. Bakın sıfıra iner mi diye düşünmeyin, eğer yönetimi verimli kılarsanız, olmayacak, başarılamayacak hiçbir şey yoktur.
Eğer üretim kanallarını arz-talep dengesine göre asgari maliyet, azami kalite olarak üretimi yaparsanız, işsizlik, verimsizlik, israf ve daha da önemlisi, adap ve edepsizlik de önlenmiş olur.
Gülmeyin…
“Adap ve edepsizliğin bununla ne ilgisi var” demeyin, var…
İnsanlar, mutluluğu yakaladığında, adap ve edepsizlik de ortadan kalkar.
“Bak burası da çok önemli…”
İnsanları işsiz bırakıp açlığa ve yoksulluğa doğru itelerseniz, gelecekte önünü alamayacağını patlamalara neden olursunuz.
Defalarca yazdık, israftan bir türlü vazgeçemeyen bir iktidarımız var.
Onlarca araç, onlarca koruma ile saltanat gösterisi yaparken…
Uçakları dilediği gibi, dilediği zaman, israf mı değil mi diye düşünmeden kullanırken…
Altında onlarca araç var iken…
80 milyon liraya mal olacak olan araçları almanın sırrı nedir?
Bilmediğimiz bir konu mu var?
Bu kadar güçlü korumalı bir araca neden ihtiyacı var?
Saltanat gösterisi değilse, kimden korkar ki onlarca koruma aracı ve personeli ile dolaşır ki?
Ülke bu kadar ekonomik sıkıntı içinde eziliyor, işsiz insanların sayısı her gün biraz daha artıyor, siz israfınızdan vazgeçmiyorsanız…
Girdiğimiz Suriye bataklığına her gün milyonlarca parayı gömüyorsak…
ABD’nin oyununa gelip halen güneyimizi temizleyememişsek…
Siz iyi bir yönetici misiniz?
Bugüne kadar değildiniz, bundan sonra da iyi bir yönetici olma şansınız kalmadı.
Buna karşın muhataplarınıza ve muhaliflerinize, “Devlet yönetiminden ne anlarsınız” diyorsunuz ya gülüyorum…
17 yılda ülkenin nereden nereye geldiği ortada iken ülkeyi yönettiğinizi iddia ederek gülünç oluyorsunuz da bizim gülecek halimi kalmadı.
XXX
Gündemi takip edebiliyor musunuz?
AKP’de dağılma kısmen de olsa başladı.
Umarım akıllar başa geliyordur…