Basında haber aynen şöyle yer alıyor…
“İSKİ’nin 28 Kasım 2019 günü oya sunulacak 2020 yılı bütçesinde, 1 Aralık’tan itibaren geçerli olmak üzere suya yüzde 20 zam yapılması gündemde. Gelişmenin kamuoyuna açıklanmasının ardından bugün Saraçhane'deki İBB binası önünde 'su zammı' protestosu yapıldı.”
Bunu okuyunca aklıma hemen şu kadı hikâyelerinden biri geldi…
Uyar mı bilmem ama uyarsa da uymazsa da gari n’örek!...
Hikayeler böyle başlar ya,...
Adamın biri, önüne gelene küfür eder gezermiş. Kimse de buna çaldakıl olmak istemezmiş bu yüzden. Günün birinde, bir adama zollu bir küfür sallayınca, adam soluğu kadının kapsında almış, hal-i ahvalini kadıya arz etmiş…
Kadı, küfrü duydu ya, olanca hiddeti ile emir vermiş, “O adam alına ve huzura getirile…”
Adamı yaka paça almış getirmişler huzura…
Kadı sormuş, “Bre densiz, sen her önüne gelene küfür ediyormuşsun, bak bu âdeme de küfür etmişsin niye ola ki?”
Adam kendini savunacak savunmasına ama nereden başlasa elinde kalıyor.
Tam bu sırada kadının huzuruna açılan kapı hışımla açılmış ve içeriye bir genç dalmış.
Kadı, gürültülü ve saygısızla davranış üzerine, içeri dalan genç adama sormaya bile fırsat bulamadan, genç adam heyecanla sormuş…
“Kadı Efendi… Kadı Efendi… Babam öldü, analığım bana düşer mi?...”
Kadı la havle çekip adama cevap hazırlarken, huzurda küfür etme suçlamasından bekleyen adam can havli ile araya girmiş ve demiş ki…
“Kadı efendi… İşte ben bunun gibilere küfür ederim, suç mu?”
Kadı, şikâyetçiye dönmüş, “Ne yaptın kim bilir, beraat…” demiş…
Bu fıkrayı neden anlattım?
İski’nin suya yaptığı zam için İBB önünde gösteri yapanlar, acaba elektriğe, doğalgaza, akaryakıta ve diğer zamlar karşı neden Saray’ın önünde gösteri yapamazlar ki?
Neyse geçtik burayı…
XXX
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Topkapı kampüsünde düzenlenen Fatih, Silivri, Topkapı ve Zeytinburnu sosyal güvenlik merkezleri toplu açılış törenine katıldı.
Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
"Faiz, yüzde 40'a doğru gitmişti. Merkez Bankası Başkanını görevden aldık Yeni Merkez Bankası Başkanımızla beraber şu anda faiz oranı yüzde 13,5'a kadar indi, daha da inecek. Enflasyon da inşallah tek haneli rakama inecek 2020'de…”.
Merkez bankası cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde faizi yüzde 40 seviyesine çıkarmamıştır. Acaba kendisine bu rakamı kim verdi ki!...
“Görünen o ki, bu yıl turist sayısı 50 milyonu aşacak. Türkiye artık önemli bir destinasyon oldu dünyada. Ekonomik güven endeksi son 15 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Bu olumlu gelişmeler inşallah devam edecek ve Türkiye hak ettiği seviyeye ulaşacak.”
Birincisi “Destinasyon” kelimesine bakınca önemli bir şey söylendiğini sananlar olabilir. Bu kelime Fransızca olup “Hedef” demektir. Yani diyor ki anladığım kadarıyla, Türkiye turizm gelirleri açısından dünya milletlerinin hedefi oldu. Hadi inşallah…
“Sosyal güvenlik sistemimizi yeniden inşa ettik. İşçi, memur için ayrı verilen hizmeti tek çatı altında topladık. Sosyal güvenlik sistemimizin bütçe üzerindeki yükü de azalttık. E-devlet uygulamalarıyla da kâğıt üzerinden yürütülen pek çok hizmeti elektronik ortama taşıdık. Emekli maaşlarını insani düzeyde hayat sürülebilecek seviyeye çıkardık. Hiçbir emekli maaşının bin liranın altında kalmamasını sağladık. Bayramlarda biner lira ikramiye vermeye başladık. Emekli maaşını 4 kat artırdık, kesintilerini kaldırdık.”
Lafa baktım, kendimden kuşku duydum. Acaba “…insani düzeyde hayat sürebilecekleri seviyeye…” çıkartılan emekli maaşı bize uğramadan sokağın köşesinden deri mi döndü ki!...
“Bizim başımıza erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödeyecek ve ödedi. Niçin erken emeklilik? Ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını en güzel şekliyle alsın. Erken emekli olup ikinci iş arayacak ve işsizliğin yükselmesine neden olacak. Bu hesap kötü bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola teşvik etmeyin. Seçimi kaybetsek de olmayacak. İskandinav ülkelerinin hepsi erken emeklilik sistemiyle battı. Herkes vaktinde emekli olmalı.”
Söyledikleri “Tam olarak doğru” değil de, erken emeklilik uygulaması nedeniyle “…İskandinav ülkelerinin hepsi erken emeklilik sistemiyle battı…” sözüne bir anlam veremedi, İskandinav ülkeleri battı ise, onlara batan ancak rahatlık olabilir, acaba bildiğimiz İskandinav ülkelerinin dışında başka bir yer mi var ki?
“Rezalete bakın. Bay Kemal’e 5 tane koyun teslim edin inanın kaybeder gelir. İşte en dinamik, kendini güçlü hissettiği zamanda kendisine SGK’yı verdiler hal ortada. Ne diyor? ‘10 yıl önce daha iyiydi, şimdi daha kötü’…”
Bunu anlamanın yolu var, Bay Kemal, bu konuda sizi TV tartışmasına davet ediyor, çıkın karşısına tepesine tepesine vurun, aklı başına gelsin, bir daha “…daha iyi idi, şimdi daha kötü…” diyemesin…
Şehir hastaneleri konusundaki sözüne hiç girmek istemiyorum.
Ama bir önerim var tüm milletime…
Konuşmaları tek tek dinlediğinizde sizi etkiliyor, doğru çünkü hitabet sanatını çok iyi kullandığını defalarca belirttim. Ancak tüm konuşmalarını yan yana getirin, hepsinin de birbiri ile olan çelişkilerini görünce hayretler içinde kalacaksınız, ekonominin neden kötü gittiği de zaten o çelişkili ifadelerin içinde gizli…
Bir taraftan emeklilik konusunda EYT’lilere rest çekeceksin, öte tarafta Şehir Hastaneleri zarar ediyorsa etsin diyeceksin.
Aslında devleti gerektiği gibi yönetirseniz ikisi de zarar etmez. Bunun için de ehil olmak gerekir.