Zaman zaman sürekli okuyucularımızdan mesaj yoluyla, telefonumu bilenlerden telefonla yazdıklarımız hakkında düşüncelerini alırız…
Yine telefon çaldı, belli ki telefonumu bilenlerden biri, zaten fihristimde de kaydı var, adı çıkıyor…
Kısa hal hatır sorma sonrasında konuya girdi…
“Abi… Dünkü yazının başlığı biraz ağır olmamış mı?...”
Gülerek ve şaka yollu, “Hayrola, tarttın mı ki?” diye sordum..
“Elbette teraziye koyup tartmadım da, sonuçta kelime Ayı yani…”
Yine işi şakaya vurdum, “Haaa… Ayı’yı tarttın o zaman…”
O da gülmeye başladı, “Tamam, ne dediğini anladım ama oradaki ‘Ayı’ güç anlamında kullanılmıştır” dedim.
Anlatmaya da devam ettim, gülüştük, vedalaştık, telefonu kapattık…
Evet Ayı…
Bu sözün orijinali, rahmetli İsmet İnönü’ye aittir ve şöyledir…
ABD Başkanı Johnson’un mektubundan sonra, kendisine yönelik tenkitlere cevap verirken, “Büyük devletlerle ilişki kurmak, ayı ile yatağa girmeye benzer.”
Demiştir…
Bu söz ile anlatılmak istenen şey, güçlü bir devlet ile ilişki içinde olurken, ülkenin çıkarlarını düşünerek attığın her adıma, ağzından çıkan her söze, göstereceğin her tavıra dikkat edeceksin, altta kalmayacak, ilişkide mesafeyi dikkatle koruyacaksın anlamındadır…
Ayı ile yatağa girdiğinizde, sonucun ne olacağını kestiremezsiniz. Ezer, tırmalar hatta yer bile. Güçlü devlerle ilişkide, eğer çıkarlarına zarar gelirse, onların da ne yapacakları belli olmaz, bir anda dostluklar biter, düşmanlıkları başlar.
Siyasi literatüre bu tanımlamayı sokan rahmetli İsmet İnönü, siyasi hayatı boyunca muhaliflerine asla haysiyet kırıcı söz söylememiştir.
Kendisine karşı söylenen dipsiz sözler karşısında, ya başını arkaya atarak kahkahalarla gülmüş ya da “Hadi canım sende” demiştir.
Siyasi hayatımıza giren edep dışı, hakarete varan, sokaktan söylendiğinde cinayetlere neden olabilecek sözler, son 18 yıllık sürecin ürünüdür.
Ondan önce hiçbir siyasi parti genel başkanı, muhaliflerine bugünkü gibi sözleri asla söylememişlerdi…
Hani derler ya “Kem söz sahibine aittir” diye…
Ben o cümleyi şöyle değiştirmek istiyorum.
“Kem söz cahil, bilinçsiz, bilgisiz sahiplerine aittir…”
Dünkü yazımdaki “Ayı” da kem söz anlamında değildir…
XXX
Örneğin…
Biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, ABD menşeli AYI ile yatağa giriyoruz. En son da “BOP” eş başkanı olma hevesi ile Suriye’de girdik, F35 uçak üretiminde girdik. ABD Irak’a girerken “Bir koyup üç alma” hevesi ile girdik.
Ama sonuçta hep olan bize oldu…
Askerimizin başına çuval geçiren ABD Ayı’sı idi. Irak harekâtının başında zaten “Çöl Ayısı” lakaplı general yok muydu?
Yine aynı ayı ile girdiğimiz Suriye’de, topraklarımız içinde buluna diğer bir deyişle, uluslar arası sözleşme ile hâkimiyetimiz altından olan topraklarımızdan Süleyman Şah Türbesini alıp da sınırımıza yakın ve kontrolümüz altında bir yere adeta kaçırarak getirmedik mi?
Fırat nehrinin doğusuna geçecektik, geçebildik mi?
Suriye’de o kadar şehit verdik de ne elde ettik, oradan gelen, vatanlarını korumaktan aciz insanlar dışında?
Önce “One Minute” dedik, sonra da İsrail’in Şimon Peres’inin nasıl ricalarla özdür beyanında bulunduğunu, yakında Ahmet Davutolu’nun ağzından öğrendik…
Rusya’nın uçağını düşürdük, önce kafa tuttuk, ardından koşarak Putin’in yanına gittik…
XXX
Güç başka bir şeydir…
Sizi güçlü kılan ya ülkenizin parasıdır, ya silahıdır, yani ordusu, ya da üretim kapasitesi nedeniyle size muhtaç olanların çokluğuna bağlıdır.
Omuzları dikip, beli hafifçe öne eğerek, bacakları da kovboylar gibi çarpıtarak yürümek, kimseyi korkutmaz…
Hele hele “Eyyy”ler ya da Devlet Efendinin tavrı ile havaya şaplak atmak…
Kimseyi korkutmaz…
Karşınızdaki Ayı ise, sen Aslan olabiliyor musun?
Çünkü Aslan ile bırak yatağa girmeyi, karşılaştığında bile kaçacak delik ararsın…
Fil de ağır ama kral olan ne yazık ki Aslan…
Sonuçta gerçek güç kimde, ona bakarlar…
XXX
Başlığın ağır kaçtığını bir yana bırakalım şimdi, esas dananın kuyruğu bu hafta kopacak ve ekonominin yönü belli olacak…
Merkez Bankası’ndan yapılan 40.5 milyarlık aktarıma karşın bütçe, ilk 7 ayda 139.1 milyar lira açık verdi. Oysa yılsonu için belirlenen hedef 138.9 milyar liraydı. Bu da demektir ki, bütçe şimdiden çökmeye başladı.
Ayrıca bu hafta TCMB para kurulu toplanacak ve bir karar açıklayacak.
Diğer yandan cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğa’nın başkanlık edeceği ekonomik kurul toplanacak ve ekonominin gidişatını değerlendirecek.
Bu arada Dolar, Türk lirası karşısında değer kazanmaya, diğer bir deyişle Türk lirası dolar karşısında erimeye ve 7. 40 seviyesini zorlamaya başladı. Gözler, bu toplantılardan çıkacak sonuçlara çevrilmiş durumda…
Ekonomideki bu ağırlık, sözün de AYI’nın da ağırlığında daha fazla…
Bakalım n’olacak?