15 Temmuz yaklaşıyor.
Bunun, Türk Milleti, Türk Yurdu için ne anlama geldiğini dost-düşman çok iyi biliyor.
Aslında, orada hayatlarını kaybeden, sakat kalan insanlar için adeta deşmek istemediğimiz bir yara gibi olsa da ihanetin fotoğrafı.
Türk Milleti’nin baş kaldırışı. Mukaddes bir isyan.
Ne vardı şerefsizce girişilen bu darbe teşebbüsüne karşı, bu mukaddes halk ihtilalının yarısı da olsa 27 Mayıs, 12 Eylül cuntacılarına gösterebilinseydi.
Cemallere, İsmetlere, Kenan ve kendilerini hiç ölmeyecekmiş zanneden yoldaşlarına.
Dedelerimize, babalarımıza hatta analarımıza sitem ediyorum desem ayıplamayın beni.
O zaman bir ülkenin koskoca başbakanı, birbirinden değerli üç bakanı adi bir cinayet suçlusu gibi asılır mıydı, siz söyleyin lütfen.
Çocuk ben; anamın bana tembihlediği; “ Aman oğlum hangi partidensiniz diye sorarlarsa ekmek partideniz deyin olur mu” sözünü unutur muyum.
“ Bir sağdan, bir soldan sallandırın” diyen çakma müftü çocuğunun kanlı ellerini.
Mahkeme-i Kübra’da ak da, kara da, belli olacak.
Gelecek nesiller 15 Temmuz’u, belki bizler kadar, 249 şehidimize, yüzlerce yaralımıza, sönen ocaklara yandığımız kadar yanmayacaklar.
Özellikle 15 Temmuz günü perde arkasını belki de hiç bilmeyecekler.
15 Temmuz’da bu toprakların gerçek sahipleri tankların önüne yatarken, marketlere koşan, ruhsuz, vatansız market şövalyelerini bilmeyecekler.
15 Temmuz’da Şerife Bacılar kamyonuna atlayıp, vatan aşkı ile, Allah rızası için şehit olmaya giderken onun kara çarşafını kameralar önünde, Atatürkçülük adına paramparça eden, bankamatik kuyruğundaki kokanaları bilmeyecekler.
Çakma Atatürkçüleri. Atatürk’ü maske olarak kullananları.
İfade özgürlüğü yutturmacısı ile Türk Milletinin ezeli düşmanlarının posterlerini, paçavralarını bağırlarına basarak caddelere dökülen, “ Hepimiz Ermeniyiz” çığırtkanlığı yapan, 15 Temmuz kaşıklık sıçanlarını bilmeyecekler.
Ama şunu bilsinler yeter; 249 şehidimiz kahraman olalım diye durmadılar namluların ucunda.
“ 15 Temmuz kontrollü darbedir” gibi hilkat garibesi laf eden siyasi ağızları da bilmeyecekler.
Gösterilecek filmin ihanet karesi o kadar çok ki!
Yıllarca FTÖ’ ne kurban olmuş, 15 Temmuz’da Türk Milleti’nin uyuz, pısırık olacağını düşünmüş sonunda paçayı kurtarmak için o gece simit dağıtan sakavet kahramanları yüzlerce sahte kahramanlardan biri olarak anılacak.
Yalnızca onlar mı?
FETÖ haini ile aynı fotoğraf karesinde görülmekten ağzı kulaklarına varmış politikacıları.
Darbe teşebbüsünden 10 gün sonra deliklerinden, inlerinden ortaya çıkıp, bedava konser veren sanatçı artığı züppeleri.
“ Çobanın oyu ile benim oyum aynı mı” diyen sanatçı müsveddesi puştları.
10 gün içinde hangi at hızlı koşmuşsa öğrenip onun sırtına binecek, “ Dombra” şarkıcıları.
“Bu ülkede Fetullah Gülen’in heykeli dikilmeli” diyecek kadar aşağılıkta sınır tanımayan ama o gece her ne hikmetse elinde bayrakla meydanlara düşen gazetecileri.
“Kandırıldık” diyen masum( ! ) dilleri.
Rahmetli Erbakan Hoca ile Şehit lider, tek Reis Muhsin Yazıcıoğlu neden kandırılamadılar gelin de merak etmeyin hadi.
Bu ruh dünya döndükçe yaşamalı. Çünkü 15 Temmuz hain, şerefsizce darbe girişimi her yerde rastlanabilecek bir olay değil.
Yok etme provası. Tarihten, haritadan silme.
Yahu Allah aşkına bu nasıl bir Türk askeridir ki kendi halkını F-16 larla yok etmeye çalışır, ne tür bir ihanettir ki, bu herif bunları, gömleğine yüz sürdürecek kadar büyüler?
Bitti zannetmeyin. Kurunun içinde yaşlar da yansa bile.