https://kayserihakimiyet2000.com/files/uploads/user/b4becd455a0afa7c02958fb582e12ee9-6ecb1c1967d5a50d990a.jpg
Osman Karakebeli

YÜZ YlLl DEVİREN CUMHURİYET

28-10-2023 09:47 1373 kez okundu.

Aynı dil ve kültür, çoğunlukla aynı inanç, aynı toplumsal kimliğe sahip insanların çilesiyle, mücadelesiyle, fedakarlığıyla, azim ve cesareti gibi birçok unsurla var olmuş yönetim ve rejimin çok beklenen yüzüncü yılına geldik. Her türlü zor şartlar, toplumsal travmalar, acılar ve riskleri atlatarak yüz yaşına gelen bir Cumhuriyetin vatandaşı olmak da ayrı bir onur tabi.
Öz geçmişine yani tarihine baktığımızda büyük amaçların, fedakarlıkların, mücadelenin, azmin, bağımsızlığa düşkünlüğün, yeri geldiğinde çilenin, yeri geldiğinde her topluluğun kaldıramayacağı acıların, büyük bedellerin, büyük yönetimlerin sahibi olan ve saymakla zor bitirilecek özellikleri olan bir milletin yeni bir rejimle var olması onur verici bir durum değil mi?
Tarihimize baktığımızda genel olarak hanedanların yönetimde ön plana çıktığını gözlemlesek de bu durumun Tengri Kut anlayışı ya da inancı ile olduğunu düşünerek Cumhuriyet öncesindeki yönetimlerimizin Halkçı ve Milli siyaset sahibi yönetimler olduğunu düşünebiliriz. Bu cümleyi kurmamın sebebi ise Türk tarihinde benzerine az rastlanan ve yeni olduğunu düşündüğümüz bir yönetim olması sebebiyle eski yönetim tarzımıza olumsuz bakmamız gerektiğini söyleyebiliriz. İnancımızın kuralları açısından da olumlu bir yönetim tarzı olduğunu düşünerek bu konuda her zaman Dört Halife döneminin aklımıza geldiğini söyleyebiliriz. 
Cumhuriyet cümlesinde Arapça olduğunu düşündüğümüz " Cumhur" kelimesinin halk veya milleti işaret ettiğini ve halkı ön plana çıkaran bir yönetim tarzı olduğunu hatırlatırken tarihimizdeki bu yenilikçi yönetim tarzının şan ve şerefle dolu milletimiz için en çok yakışan bir yönetim olduğunu söyleyebiliriz. 
Cumhuriyetimizin geçmişine baktığımızda da stratejik, politik, ekonomik, tarihi ve birçok açıdan önemli olduğunu düşündüğümüz bir coğrafya da her türlü tehlikelere rağmen... Vatanın, devletin ve milletin faydasına olmayan her türlü iç ve dış oyunlar ve tehditlere rağmen... İç çatışmalara, krizlere, depremlere, darbelere, teröre, ambargolara, siyasi çekişme ve entrikalara rağmen her devletin dayanamayacağını düşündüğümüz etkilere dayanarak bu günlere gelen bir devletin ne kadar güçlü bir devlet olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Tabi burada milletin fedakarlıkları, sabrı, olumsuz etkilere karşı tavırları, mücadeleci ruhunun kendini göstermesini inkar edemeyiz. Güçlü bir devlet ve güçlü bir millet olduğumuzu geçmiş zaman ispat ederken bu geçmişe layık insanların varlığına da şahit oluyoruz. Toplumumuz içindeki yine bizim olan bazı insanlarımızın karamsar duygu ve düşüncelerine söylenmesi gereken bir söz ise her şeye rağmen hâlâ ezanları okunan, hâlâ anlamlı ve bakmaya doyamadığız bir bayrağı olan Türk adıyla başlayan bir devlet ve güzel bir vatana sahip olduğumuzu aklımızdan çıkarmazsak bir nebze bu karamsarlığın etkisinden kurtulabileceğimizi düşünebiliriz. Vatan, millet ve devlet olgularının bağlantısı hakkında bir benzetme yapmak gerekirse Vatanın arazi, Devletin o araziye kurulmuş bir ev ve milletin de o evin içindeki aile olduğunu düşünebiliriz. Son olarak her türlü zor şartlara rağmen evimizin yıkılmaması, vatanın ve milletin var olmasını sağlayacak insanların bu topraklardan eksik olmamasını dileyerek Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutlarım.