“Sizin bilmediğiniz şerde hayır, hayır diye
bildiğinizde de şer vardır, Bakara 216”.
Muhalefetin kaybettiği için üzülüp, mevcut
iktidarın ve yanlılarının sevindiğini üstelik halaylı
kutlama yapmalarını anlayışla karşılayanlardanım.
Ekonomide, sağlıkta, eğitimde, dövizde, faizde ve
aklınıza gelecek her türlü sorunda çözüm üretmek, her
şeyi en iyi bilen, en iyi mesaj veren, insanları en iyi ikna
etme kabiliyeti olan iktidara yakışır tabiî ki. “Eğitim
hariç, 9 kez bakan ve 15 kez sistem değişmiş”. İktidarın
imkanları, becerisi, kabinesi, kurmayları ve seçmenleri
doğal olarak muhalefette olmadığı için yatıp kalksın
haline şükür etsinler.
Düşünebiliyor musunuz, muhalefet parti liderleri,
teşkilatları, İl Başkanları ve gönüllüleri seçimleri
kazanmak için çok daha disiplinli olsalar da, seçmeni
ikna etme kabiliyetleri daha gelişmiş olsa, dahası da
değişimden yana olan seçmeninin gönlünü okşasalardı,
seçimi yine kazanamazlardı. Şimdiki muhalefet iktidar
olsaydı, çözümü çok zor olan veya imkansıza yakın olan
sorunlarla baş başa kalsalardı, şu anki iktidar
mensupları ülke batıyor, döviz fırladı, zam yağmur gibi
diyerek sokağa dökülüp gösteri yapmaktan imtina
etmezlerdi.
Araştırma ve tecrübelerimi birleştirdiğim zaman
karşıma çıkan sonuç şu; İktidar temsilcileri 20 yıldan
fazladır yaşadıkları ve alıştıkları hakimiyetten,
hükmetmekten, itibardan ve sonsuz yetkiyi
kullanmaktan vazgeçemedikleri için kazanmaktan başka
çarelerinin olmadığı bilinciyle seçimi çok iyi planladılar,
uyguladılar ve iyisiyle kötüsüyle kazandılar. Madem
kazandınız, muradınıza erdiniz lütfen hakaret dili
kullanmayı, onlar terörist ve inançsızlar demeyi bir
sonraki seçime kadar terk edin, ama söz de verin.
Muhalefet cephesinden bakarsak, tıpkı Sayın
Cumhurbaşkanı gibi Sayın Kılıçdaroğlu da koltuktan
kalkmamak için programlanmış. Değişimin kökten
olmasını en çok savunanlardanım. A takımı yeniden
yapılandırılmış, yeni bir kadro oluşturulmuş, Partiye
yeni bir enerji enjekte edilmiş, önümüzdeki ilk seçimde
mutlaka başarı sağlanacakmış. Görevden alma veya
seçilememe gibi bir durum olmasa, koltuğu kapan
bırakmak istemiyor. Aday gösterilmeyenin mesajı
gençlerin önünü açmak lazım veya görevden alınanın
mesajı ayrılmayı da bilmek lazım oluyor, ama 20 yıl o
koltukta oturduktan sonra bunları düşünmüş gibi
yapıyor, fakat kırıp dökmeden ve hakaret etmeden
gitmiyor. Koltuk sevdalısı olanları şu şekilde sıralamak
mümkün, Bendevi Palandöken, Rıfat Hisarcıklıoğlu,
Devlet Bahçeli, Recep Tayyip Erdoğan, Kemal
Kılıçdaroğlu ve diğerleri diyebiliriz şimdilik.
Beyler bu ülkede pırıl pırıl, donanımlı, çok iyi eğitim
almış, birden fazla yabancı dil bilen, Dünyayı tanıyan,
kamuda ve özel sektörde çalışan gençler mevcut.
Ayrılmak istemediğiniz görev sizlere babanızdan miras
kalmadı, seçilmiş veya atanmış olabilirsiniz ama
eskidiniz, olayları düşünme ve analiz etme yetiniz
zayıfladı, fiziki sağlığınız bozuldu ve de daha da
bozulacak, bu kadar ısrarcı olmanızın, o koltuğu yapışıp
en pahalısından makam arabasına binmenizin sonu
gelmeyecek mi? Cümleten bana kızacağınızı biliyorum
ama, içimde tutamıyorum, sizi dinlemekten yoruldum,
seyretmekten göz zevkim bozuldu, en önemlisi de
yaşamdan enerji alamıyorum.” İyisiyle kötüsüyle”
vedalaşalım artık.