14 Mayıs seçimleri kapıda.
Seçimlerde doğaldır kantarın topuzu biraz kaçar.
Kimi deniz getirir, kimi ırmak…
Vaatler biraz da hamasi söylemlerle bütünleşince ortaya inanılmaz tablolar çıkar.
Ağzınız açık kalır.
Bugün size Seçimlerle Dini söylemlerin karıştırılması ile ortaya çıkan bir tablodan söz etmek istiyorum.
Dini siyasete değil, siyaseti dine âlet etmek gibi bir yanılgı içindeler sanırım.
Seçim yaklaştı.
Menfaatleri ön planda.
Kılıç ve asanın iş bölümü.
Din satan siyasetçi ile siyaset satan dinciler tam gaz sahnedeler...
Birçok kişi’nin din emrettiği için siyaset yaptığına dair söylemlerini duymuşsunuzdur.
Alemlerin efendisi mübarek peygamberimiz (SAS) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Ahir zamanda dünya menfaati için dini alet eden riyakarlar çıkar. Sözleri baldan tatlıdır. Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur.” (Tirmizi)
**
Aslında AK Parti’nin iktidara geldiği günden bu yana tartışılan bu.
Dini söylemlerle siyaset.
Peki gerçek böyle mi?
Son olarak HÜDAPAR ve YRP’nin de Cumhur İttifakı içindeki blokta yer alması ile birlikte daha kökten dinci, daha doğuya kayan, Şeriata yaklaşan bir çizgi oluşmaya başladı.
Özellikle bayanları toplum hayatından çekilmesine yönelik söylemler Türkiye, Türk Bayrağı ve Türk ırkına dair söylemlerle zirve yapmaya başladı.
Nerede biliyor musunuz?
Türkiye’de.
Türkiye Cumhuriyetinde…
Türkiye topraklarında.
İyice abartmış, işin suyunu çıkartmış durumdalar.
Milyonlarca mülteci ile Arap sosuna bulanmış bir siyaset bir de artık daha da ileri giden dinci söylemlerle oyları sandığa tahvil edebilmek amacı ile dozunu artırmış durumda.
**
EN BÜYÜK AMEL CHP'YE DÜŞMANLIK MI?
İlahiyatçı İhsan Şenocak diyor ki:
-Bir Müslümanın Allah-u Teala'nın huzuruna götüreceği en büyük ameli CHP'ye düşmanlıktır.
-Bir Müslüman olarak CHP'ye karşı duruşumdan iftihar ediyorum.
-Dinime, imanıma, bütün mukaddesatıma kast eden CHP'ye karşı oluşum, ahirette güvendiğim en büyük amelimdir.
O zaman şöyle mi demek lazım ” Boş verin namazı orucu falan!”
**
MUSA’NIN KAVMİ DE YOLDAN ÇIKINCA SOĞAN İSTEMİŞTİ.
Erdoğan’ın Başdanışmanı Aktay: Hz. Musa’nın kavmi de yoldan çıkınca soğan istemişti.
Prof. Yasin Aktay: Kılıçdaroğlu nerden bilecek soğanın kaç para olduğunu veya bugün soğan üzerinde oynanan oyunu... Hz. Musa'nın kavmi de ekmek elden su gölden yaşamaktayken bir süre sonra “hep bunları mı yiyeceğiz? Yok mu başka bir şey, hani soğan, hani sarımsak, mercimek?” diye söylenmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Yeni Şafak yazarı Prof. Yasin Aktay, kuru soğanın kilosunun 3o liraya çıkmasını eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu’nu ‘soğan üzerine oynanan oyunu’ ve soğanın tarihsel sembolizmini bilmemekle suçladı.
Kılıçdaroğlu’nun ‘algı için seçtiği sebzenin kuru soğan olmasının tesadüf olmadığını öne süren Aktay, Hz. Musa kavminin de Firavun’dan kurtulduktan sonra Hz. Musa’ya yapmadıkları kaprisi bırakmadığını, gökten Kudret helvası ve bıldırcın yağarken “Yok mu başka bir şey, hani soğan, hani sarımsak, mercimek?” diye şikayet ettiklerini yazdı.
KİM NE SÖYLÜYOR, NE YAPIYOR?
11 Nisan tarihli yazısında Taha Akyol "Erdoğan diyordu ki: “Din üzerinden siyaset yapmak, dini ideolojik bir araç haline getirmek dine, demokrasiye ve insanlığa karşı suikastten farksızdır.” (7 Temmuz 2005)
Bugün “seccade, kıble nas, camilerimizi yaktılar” söylemiyle siyaset yapıyor" diyor.
Sinan Meydan son yazılarından birisinde "Türkiye'nin şansı ve Şanssızlığı" başlıklı yazısında şöyle diyor; “ ‘Laik Cumhuriyet’ bugün hâlâ Türkiye’nin en büyük şansıdır. Atatürk’ü anlayamamış, ‘Laik Cumhuriyete’ düşman, sığ, popülist, faydacı, din istismarcısı, gerici ve bölücü siyaset ve siyasetçi ise Türkiye’nin en büyük şanssızlığıdır”
İYİ Parti İstanbul 3. bölge milletvekili adayı Hicran Vuslat Şenel@hicranvuslatben "Din kimsenin tekelinde değildir. Hele Ak Partinin tekelinde hiç değildir olmamalıdır! Bilinçli kadınlar olarak artık başörtüsü ve din üzerinden siyaset yapılmasına izin vermeyeceğiz!Ülkemizin gerçek sorunlarının çözümüne odaklı bir siyaset anlayışı ile iktidara yürüyoruz!#AZKALDI"
metin karabaşoğlu @mkarabasoglu "Din üzerinden siyaset yapmak, dini ideolojik bir araç haline getirmek, dini düşünceyi dogmalaştırmak ve din adına dışlayıcı siyaset yürütmek hem toplumsal barışa hem de siyasi çoğulculuğa zarar vermektir. Belki de en kötüsü, dini amacından saptırmak anlamına gelmektedir."
İsmail TÜRK @ismail_TURK55 "Din ve ideolojik saiklerle siyaset yapmak seçmeni artık eskisi kadar etkilemiyor. Halkın sorunlarına ve duygularına çare bulan ve tercüman olanlar kazanacak..."
Seyrname @haci35576 "Nice itibarlı Din adamlarını siyaset ve ticaret labirentlerinde kaybettik. Dine hizmet zevki yetmiyor demek ki o insanlara."
Halit Cıpar @halitcpar "O kadar fakir fukarın hakkına giriyorsunuz bedavadan şatafatlı hayat sürüyorsunuz ve hiç utanmadan din üzerinden siyaset yapıyorsunuz madem din adamısınız Allah yolunda olun bırakın din üzerinden siyaset yapmayı…"
Ali Sandıkçıoğlu," Şahsi çıkar, siyasi menfaat veya nüfuz sağlamak için dini veya şeriatı alet etmeye din istismarı denir. Her devirde olacağı gibi, günümüzde de bazıları koltuk kapmak için, kimileri alkış toplamak için maalesef dini istismar edebilmektedirler."
KARAR SİZİN…
Din, siyaset ve insanlık.
Seçime az kaldı.
Herkesin inancına saygı duyulan ve din üzerinden siyaset yapılmayan bir Türkiye için son günler...
Aydın bir toplum istiyorsanız üç şeyi birbirinden uzak tutacaksınız: para, din ve siyaset.
Şunu iyi kavramak gerek.
Ya da özenle ayırt etmeliyiz.
Din ve siyaset aynı şey değildir.
Din ve siyaset aynı konuma konulamaz.
Din ve siyaset tamamen farklı konulardır.
Zaten laiklik ilkesinin özü de budur.
Bu iki kavramı iç içe geçirdiğiniz zaman bugünkü ve daha da ileride planlanan ağır tabloların yaşanması kaçınılmazdır.
Türkiye bu gidişle BOP güdümünde bir Orta Doğu ülkesi olmak üzeredir.
Ve... Sonucunda da hiç bir zaman kanın durmadığı, gözyaşlarının dinmediği topraklar içine dahil olma ve bölünme tehlikesi ide karşı karşıyadır.
Türklüğünün kader dinin bir tercih olduğu bu Dünya’da “Ey Türk uyuma!”
Unutmayın; Siyaset, güç, iktidar her şeydir, din ise sadece bir araç.