Mevcut iktidar ve ittifakı, 14 Mayıs 2023 günü yapılan seçimde TBMM içinde ekseriyeti kazanmıştır.
Aynı yapının cumhurbaşkanı adayı, ikinci turda, seçmenin yarısının oyunu alarak seçimi kazanmıştır.
Bu bir sandık sonucudur ve her ne hal ile olursa olsun, sonucuna diğer yarının içine sinmese de kabul etmesi zorunludur.
Ancak…
Bu seçim süreçlerinin ve sonuçlarının bilimsel olarak mercek altına alınıp incelenmesi de ayrı bir zorunluluktur.
Neden?
İnsanların özgürlüklerini kullanamadığı…
Ekonominin çöktüğü…
Milletin açlık sınırı altında yaşama savaşı verirken…
Bu duruma neden olan yönetim, nasıl seçimi tekrar kazanabilmiştir?
Neden?
XXX
Tam seçim öncesinde, ülkemizde ağır bir deprem yaşanmış, 50 binin üzerinde vatandaş hayatını kaybetmiş…
Deprem bölgesine ilk anda CHP’li büyükşehir belediyeleri, olanca gücü ile yetişmiş.
Kızılay, olmaması gerekenleri oldurmuş, ellerindeki yardım malzemelerini ve çadırları paraya çevirmiş.
Halen çadırlarda ömür geçiren, taşımalık evlere geçemeyen bölgede, ezici çoğunlukla bu depremin altında kalan iktidara oy vermiştir…
Neden?
Bunları anlayabilmem mümkün değil, aklım da almıyor zaten…
XXX
Diğer yanda…
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun girişimleri ile “Millet ittifakı” adı altında altı parti bir masaya oturmuş…
Aylar süren çalışmalarla, ülkenin gittiği yanlış yoldan nasıl döndürüleceğine dair planlamayı yapmış…
Bir mutabakat metni hazırlayıp, milletin huzuruna çıkmıştı.
İktidara geldiklerinde ne yapacaklarını kesin dille anlatıyorlardı.
Bu metni okuduğumuzda, “Millet ittifakının” doğru yolda olduğunu gördük ve bir şans verilmesi gerektiğine inanarak destek verdik…
Ancak şunun hesabını açıkçası ben ve benim gibi düşünenler de yapamadı.
Daha doğrusu yaptık da “Dur bakalım n’olacak?” diye bekledik.
Çünkü millet ittifakının en büyük hatası, ittifakı oluşturan beş partinin liderlerinin, meclise girmeyi tercih etmeleri gerekirken, hangi akla hizmet ise, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı makamını kendilerine uygun gördüler…
Şimdi n’oldu?
Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan da oldular. Kendileri meclis dışında kaldı, listelere soktukları kişiler meclise girdi…
Böyle bir garabet olur mu?
XXX
Daha da büyük bir hata oldu…
İlk turda cumhurbaşkanlığı seçiminde % 5 oy alan ATA ittifakının oylarının tamamının kendilerine geleceğini vehmedip, sözüm ona milliyetçi geçinen ama ağzını açtığında söylediği sözün nerelere varacağını hesap edemeyen birini muhatap alarak, hem de protokol imzalayarak yedinci adam olmasına izin vermek oldu.
Görüldü ki, Ümit Özdağ’ın düşünmeden yaptığı konuşmalar, ikinci turda Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayına zarar verdi…
Sonuçta, belirttiğim gibi sandıktan bir sonuç çıktı ve o sonuca saygı göstermek de boynumuzun borcu…
İçime sinmemiş olsa da…
XXX
Artık bu saatten sora, millet adına, milletin çıkarları uğruna mücadele etmenin bir işe yaramayacağı ortada.
Çünkü kendim yazıyorum, kendim okuyorum, kendim dinliyorum.
Oysa yazılarımızı, milleti aydınlatmak, doğruya yönlendirmek için yazıyorduk…
Olmadı, ben de çuvallamış oldum ve dünkü kararım gereğince “Çimdik Köşemi” burada kapatıyorum.
Bana gazetelerinde yazma fırsatı veren YÖNETİCİLERE tek tek teşekkür ederim.
Bir daha görüşür müyüz, orasını bilemiyorum.
“Çimdik Köşesi” bir daha gündeme gelir mi bilemiyorum.
Bildiğim bir şey varsa artık, hiçbir şey bilemediğimin ortaya çıkması…
Hoşça kalın değerli okurlar.
Bugüne kadar beni okuduğunuz için sizlere de teşekkür etmeyi görev sayarım.
Hoşça kalın…