SİYASET
Giriş Tarihi : 06-02-2024 12:51

EMEP KAYSERİ: DEPREM TOPLU KATLİAMA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ SEÇİM ŞANTAJLARINA VE TEHDİTLERİNE PRİM DE YOK OY DA

EMEP’TEN “6 ŞUBAT’TA 6 GERÇEK” AÇIKLAMASI...

EMEP KAYSERİ: DEPREM TOPLU KATLİAMA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ SEÇİM ŞANTAJLARINA VE TEHDİTLERİNE PRİM DE YOK OY DA

On bir ilde büyük yıkıma neden olan, Suriye, Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır’ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedilen 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen deprem bölgesinde hala çadır ve konteynırlarda yaşayan halkın sorunları çözülmedi.

Depremin hemen ardından iktidar çok uzun bir süre müdahale bile yapmazken, partimizin de aralarında olduğu emek ve demokrasi güçleri bütün imkanlarını depremzede yurttaşlarımız için büyük bir dayanışmayı örgütlemek için harekete geçirdi. İktidar ise yurt içi ve yurt dışından toplanan yardımlara el koymaya çalıştı ve bunları devlet-parti desteğiymiş gibi reklama dönüştürdü.

Resmi rakamlara göre depremde ölenlerin sayısı 53 bin 537 olarak açıklanmıştı. Ancak bu hafta içinde, Cumhur İttifakı’nın İstanbul adayı Murat Kurum 130 bin kişinin öldüğünü söyledi. Rantçı kent ve konut politikalarıyla, çıkardığı imar aflarıyla halkı ölüme sürükleyen iktidarın bu suçu ört bas etmek için başvurduğu yalanların birer birer ortaya çıkması ilk değildir.

Deprem bölgelerinde yıkımlar nedeniyle ortaya çıkan araziden nasıl kar ve rant devşirileceği hesabında olan iktidar yaklaşmakta olan, muhtemel depremlerle ilgili hiçbir önlem almadığı gibi kentsel dönüşüm kapsamında rant alanlarını genişletiyor. İstediği binayı boşaltma, istediği arsaya sorgusuz sualsiz el koyma hakkını kendine verdiği ‘Rezerv Alan’ yasası bunlardan biridir. Bu yasa kapsamında başta İstanbul olmak üzere birçok yerde bölgeler sermaye tarafından paylaşılmıştır.

Deprem gerçeği yaklaşmakta olan yerel seçimler için de halka karşı bir şantaj, korkutma, pazarlık konusu haline de getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hatay’da yaptığı “merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, Hatay mahzun kaldı” açıklaması bir seçim şantajıdır.

Bir deprem ülkesi olan Türkiye, önceliği kâr ve rant olan sermaye iktidarları tarafından yönetildikçe, doğal afetler büyük bir yıkımla yaşanmaya devam edilecektir.

Öte yandan CHP’nin, deprem karnesi ortada olan bir ismi Hatay’dan yeniden aday göstermesi de manidardır. Rantçı sermaye politikaları ile hesaplaşmayan bir siyasi anlayışın tercihi, iktidarın deprem bölgesi için hazırladığı planlarla uzlaştığı anlamına gelir.

6 Şubat’tan bu yana bölgede irili ufaklı sarsıntılar olmaya devam ediyor. Bilim insanları yeni depremlerin kapıda olduğuna da işaret ediyorlar. Buna rağmen iktidar hiçbir önlem almamaya devam ediyor.

Bilim insanlarının önerileri dikkate alınmalı, kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm olmaktan çıkarılarak halk için depreme dirençli konutlar yapılmalı, deprem toplanma alanları oluşturulmalı, acil ve hızlı müdahale için ekipmanlar ve ekipler hazırlanmalı, bir doğal afeti katliama çeviren politikalardan vazgeçilmeli; ‘Rezerv Alan’ yasası da iptal edilmelidir.

31 Mart yerel seçimleri, halka ölüm ve yıkımdan başka bir şey getirmeyen, kar ve rant peşindeki sermaye iktidarıyla hesaplaşmanın alanı olmalıdır. Deprem üzerinden yapılan şantaj ve tehditler boşa çıkarılmalıdır.
KONUT MÜJDESİNİN ARKASINDA BÜYÜK BİR TALAN VAR!

Emek Partisi, 6 Şubat depreminin yıldönümünde, iktidarın söylediği 6 yalana, deprem bölgesindeki durumu yerinde değerlendirerek 6 gerçekle yanıt veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın depremin 1. yılında konut dağıtımı için yaptığı açılışlaragönderme yapan Karaca, konut müjdelerinin arka planında büyük bir talan olduğunu, deprem bölgesindeki kentlerde yapılan ihalelerin AKP ile bağlantılı şirketlere verildiğini belirtti, Gaziantep’te yapılan “adrese teslim ihaleleri” anlattı.

11 ili ve milyonlarca insanın hayatını değiştiren depremlerin, tek adam rejimi altında bir katliama dönüştüğünü belirten Karaca “Sorumluluğunun üstünü asrın felaketi diyerek örtmek isteyen iktidar, bu felaketi de Allah’ın bir lütfuna çevirmekten geri durmadı.” dedi.

İhaleler Yandaş Şirketlere Veriliyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın depremin 1. yılında konut dağıtımı için yaptığı açılışlara gönderme yapan Karaca konut müjdelerinin arka planında büyük bir talan olduğunu, deprem bölgesindeki kentlerde yapılan ihalelerin AKP ile bağlantılı şirketlere verildiğini belirtti.

Milletvekili olduğu Gaziantep’i örnek gösteren Karaca “Kilis ve Antep’te Akgün inşaat, Gold Yapı, May Yapı, YDA İnşaat öne çıkıyor. Bu şirketler AKP ile bağlantılı sermaye gruplarından oluşuyor. Örneğin, Gaziantep Gold Yapı’nın referanslarında AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı, TOKİ ve Tapu Kadastro gibi kurumlar var. Gaziantep’te afet konutları ihalesi alan şirketlerden May İnşaat ve Doğcan İnşaat iki ayrı şirket gibi görünse de aynı aileye aitler. May İnşaat’ın asıl sahibi AKP’li Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka ama belediye başkanı olduktan sonra hisselerini Ahmet Yarka ve Doğukan Yarka’ya devretmiş.” dedi.

Gaziantep’te yapılması planlanan 2 milyar 563 milyon 900 TL’lik 796 adet deprem konutu ve ahır yapım işini de iktidarla açık bağları olan YDA İnşaat’ın aldığını belirten Karaca “Hüseyin Arslan’a ait şirketin 2010 yılından bu yana aldığı kamu ihalelerinin toplam bedeli 28 milyar 99 milyon 535 bin 205 TL. AKP döneminde hızla büyüyen şirketin inşa ettiği yapıların arasında açıldığı günden bu yana su baskınları ve teknik aksaklıklarla gündeme gelen Hatay Defne Devlet Hastanesi de yer alıyor. Sadece konutlar da değil, kamu binaları ihaleleri de adrese teslim yandaş firmalara peşkeş çekiliyor. AKP’ye yakınlığıyla bilinen Pekerler İnşaat’ın iştiraki olan ve Uşak, Kars, Samsun, Manisa başta olmak üzere birçok ilde çok sayıda kamu ihalesi alan Nesma Yapı, 650 milyonluk Gaziantep Nurdağı Acil Durum Hastanesi ihalesini de kazandı. Gaziantep’te geçtiğimiz haziran ayında bir hastane inşaatının ihalesini alan AKP Elazığ İl Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Tetik’in sahibi olduğu TETİŞ Yapı, 500 milyon liralık Oğuzeli Acil Durum Hastanesi ihalesini de aldı.” şeklinde konuştu.

Tarım Arazileri Talana Açıldı

Depremzedelere konut vaadinin ve kamu binalarının yeniden inşası söyleminin ardında bir başka büyük yıkım olduğunu ifade eden Karaca, yeni konut bahanesiyle tarım arazileri gözden çıkarıldığını, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle konut inşası için mera ve orman arazilerininimara açıldığını söyledi. Karaca“Bugüne kadar çevresel tahribata yol açacağı için halkın karşı çıktığı ne kadar proje varsa, ÇED kararları idare mahkemelerinde iptal edilmiş ne kadar petrokimya tesisi, sanayi bölgesi vs. varsa ‘deprem yatırımı’ adı altında önü açıldı. Organize sanayi bölgelerine yeni araziler tahsis edildi. Patronlara yeni teşvikler verildi. Hafriyatlar, ekolojik kıymeti olan yerlere döküldü. Depremden sonra yüzlerce maden ocağı izni çıkarıldı.” dedi.

Tek adam rejiminin sermaye lehine uygulamaya geçirmek istediği ne varsa, yasal prosedürlere bile uyma gereği duyulmadığını aktaran Karaca “Mesele sadece kısa vadede inşaat rantı yaratıp dağıtmak, adrese teslim ihalelerle birilerinin zenginliğine zenginlik katmakla sınırlı da değil. Kentlerimizi, sermayenin politik ve iktisadi ihtiyaçları, arzuları etrafında patronlar için bir cennet bahçesine, emekçiler için cehenneme çevirmek istiyorlar.” ifadelerini kullandı.

Herkese Eşit, Sağlıklı, Güvenlikli Yaşam

Karaca kurulacak yeni kentler için taleplerini “Rant için değil; sağlıklı ve güvenli barınma hakkına uygun, depreme dirençli yaşanılabilir kentler için şehir planlamaları yapılmalı.Kamuya ait taşınmazların özelleştirilmesi, el konularak emekçi semtlerinin sermaye birikimine açılması ve emekçilerin yaşadıkları bölgelerden şehir dışına itilmesine ilişkin düzenlemeler geri çekilmeli.Bilim insanlarının, meslek odalarının, üniversitelerin, sendikaların ve bilimin dahil olduğu bir uygulamayla herkese eşit, sağlıklı, güvenlikli yaşama koşulları sunulmalı. Bunlar hayal değil. Ama bir şartı var! Sağlıklı ve güvenli çalışmak, yaşamak için örgütlenme ve mücadele.” şeklinde dile getirdi.

 

AdminAdmin