İŞTE BEN…
Geçenlerde yazdığım “Bir tutam arpa” başlıklı yazım üzerine, sevgili dostum İlhan İncetürkmen ile görüşürken, “Acaba nasıl görünürüm ki” demiştim.
O da çizmiş göndermiş, “İşte böyle görünürdün” diye…
Çok güldüm…
O kadar çok güldüm ki, neredeyse beni acile götüreceklerdi.
Dahası, ilk kez benim karikatürüm çiziliyordu.
Hem de “horoz” olarak değil de “Tavuk” olarak…
Elbette 80 yaşında olarak horoz görünümünde olsak n’olur, olmasak n’olur, orası ayrı bir konu da, önümüze atılan bir tutam arpayı yerken, aynı zamanda yumurtalara mukayyet olmak da ayrı bir çaba istiyordu.
Bu koşullarda işte apaçık ben…
XXX
Salı günü Egemenlik ve çocuk bayramını, yurt genelinde coşku ile kutladıktan sonra, geldik yine gerçek gündemimize…
Nedir o gündem?
Elbette ekonomi ve önüne bir türlü geçilemeyen fiyat artışları…
Yerel seçimlerden sonra dövizdeki artışı gıdım gıdım artarken, özellikle gıdada fiyatlar neden alıp başını gidiyor?
Bu sorunun cevabını vermeye benim bilgi dağarcığımın gücü yetmedi.
Öyle ya, enflasyonun artmasını dövizin artmasına bağlarken, döviz artışı neredeyse milim ilerleme kaydederken, gıdada enflasyon koşar adım…
Bunun bir açıklaması olmalı, öğreneceğim elbette.
Zaten millet olarak her birimiz ekonomist kesildik…
Ancak bütün bu sorunları çözmek için çalışıp kafa yorarken, birileri yine önümüze bir tutam arpa atıyor, arkadan yumurtaları toplama hevesi ile…
Karikatürde de görüleceği üzere ben kendi adıma önlemimi aldım.
Sağ olsun, Sevgili İncetürkmen kardeşimiz beni bir tutam arpaya muhtaç etmemiş, arpa tarlasına sokmuş da, yine de yumurtalarımı vermem…
Peki, seçim sonrası n’oldu da gündemi değiştirmek istiyoruz?
Belli ki ekonomi ve bağlı olarak enflasyon düzelmeyecek ve düşmeyecek, o zaman dikkatleri başka yere çekelim arayışındayız.
Dur bakalım şu anayasa değişikliği konusunu ortaya atalım, ne kadar faydası olur gibisinden.
Bu arpayı de yemezler, yumurtaları da toplamanıza izin vermezler.
Defalarca açıkladık ki, TBMM olarak sil baştan yeni bir anayasa yapma olanağınız YASAL olarak mümkün değil. Ancak geçmişte yaptığınız gibi, anayasanın ilk dört maddesi yerinde kalmak kaydıyla değişiklikler yapabilirsiniz.
Bu kez değişiklikleri yapmanız için de tüm partilerle biraya gelerek, anlaşarak, değiştirme imkanı olanları ancak değiştirebilirsiniz.
Bazılarının, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapısını kökten değiştirmeye kalkamazsınız, buna egemenliğin sahibi olan millet, izin vermez.
Boşuna çırpınmayın, yumurtalarım emniyette…
