Bir entelektüel nasıl olur ve onun görevi nedir?
Batı literatürü ve Doğu literatürüne göre de etelektüel kişilik demek bağımsız tarafsız bütün olup bitenleri aklın soğuk süzgecinden geçirerek doğruya doğru eğriye eğri diyebilen yedi rengin tonlarını bir yana bırakarak siyah beyaz ayrımı yapıp bunlardan birisine saplanmayan put kırıcı yüksek düşünür demektir.
Bu anlamda her mürekkep yalamış üniversite bitirmiş aydın geçinen ķişi müstesna kişiliğe sahip entelektüel kişi demek değildir.
Entelektüel düşünürleri çok olan ve bulara itibar gösteren milletleŕ atılımlar yapmakta çok şanslı milletler demektir.
Maalesef biz Osmanĺıdan günümüze entelektüel kişilikleri çok az olan bir milletiz. Aydın geçinenlerimiz genelde devlet kapısında kapıkulu olmak yanında ideolojik olarak da gèçmiş ve gelecek ayrımı bazında siyah beyaz ayrımı yapıp geçmişini inkar eden ona küfreden ve gelecek için planlamalarından olarak da sınırlarımız dışında bize ilme insan ve tabiatın fitrat ve doğasına ne kadar yabancı ideoloji ve rejim bazında materyalizm pozitivizm kapitalizm komünizm sosyalizm faşizm sosyal demokrasi leninizm maoizm vb varsa bunlara aşık veya celladına aşık olmak kabilinden bizde binlerce aydın ve her çeşit kuruluş vardır. Milletimize zıt ona yabancılâşmış bu aydın yapılanmaya genelde aydın yabancılaşması ve ihaneti de denilmektedir. Bunların yönetim ve büroksiye yansımasına ise bürokrasi yabancılaşması ve ihaneti adı verilmektedir.
Türkiyenin düzlüğe çıkması için Cemil Meriç, Kemal Tahir, Atilla İlhan, Atasoy Müftüoğlu, Yusuf Kaplan vb gibi bütün sayıları iki elin parmakları kadar olan entelektüel put kırıcı kişiliklere ihtiyacı vardır vesselam.