Adı ayrılıkmış bu cehennemin,
Gayri anlamını tokatlıyorum.
Vuslat yaşanırken dün değil demin,
Şimdi ıraklardan soruluyorum.
Tahttan indirilmiş bir hünkâr gibi;
Viran hanelerde konaklıyorum.
Yüreğim pas tutup morarmadan gel.
Gün batıp geceler kararmadan gel.
Yeşil yapraklarım sararmadan gel;
Kazdağı parkında ben bekliyorum.
Bırak arkamızdan hep konuşsun el,
Günü güne böyle ilikliyorum.
Aklım sende idi, fikrinse bende.
Bir gör ahvâlimi pervaza kon da.
Esas kız öldü mü perde sonunda,
Kenan man'ı gibi, bak tekliyorum.
Ezâ'dan bir virüs yoksa kanında;
Umuduma bakıp sayıklıyorum.
Gör ki sabır çatlak, yürekse barut!
Kim dedi ki sana; Keldânî, Nemrut.
Ya gel şelâlem ol, ya gölüm kurut,
Tüm yolları sana, itekliyorum.
Geleceksin diye mor bir umutla;
Visâl özlemiyle âh bekliyorum...
-.-
BİR GELİN GİBİ
^^
Bir gelin gibi sunulmalı şiir.
Önce ayakları kınalanmalı,
Sonra elleri...
Gözlerine sürme, kaşlarına rastık!
Bir gelin gibi sunulmalı şiir.
Adı güzellikse şiirin,
Şiir; şiir gibi olmalı...
Şiir biraz cinaslı,
Biraz da nazlı sunulmalı.
Bir ece gibi olmalı diyorum;
Şöyle başköşeye kurulmalı...
Bir beyaz tül olmalı yüzünde,
Bir gelin gibi sunulmalı şiir.
Çokça lir,
Biraz da münir olmalı...
Yani bir meltemle dahi
Havalanmalı şiir;
Yüreği uçurmalı...
Dedik ya;
Bir gelin gibi sunulmalı şiir!
Adı güzellikse şiirin,
Şiir; şiir gibi olmalı...
Bir gelin gibi konuşmalı şiir,
Kendi diliyle,
Edebince!..
-.-