Hakkı Yılmaz ‘ın Tebyinül Kur’an eserinde “İbadet, insanları Allah'a, inandığı tanrısına yaklaştıran dinin temel unsurlarından biri olduğu için, bütün dinlerin de kendilerine has mâbed anlayışı vardır. İlk dönemlerde açık alanlarda basit ve küçük yapılara, zamanla büyük, geniş, donanımlı ve gösterişli binalara kadar gelen bir gelişme içinde olmuştur.
Kutsal mekân ve Tanrının Evi telâkkisi ile uluhiyetin tecelli ettiği yer anlayışıyla kutsal kişilere ait nesnelerin, kabirlerini içine sokulması, içinde kurban takdimlerinin yapılması, çeşitli tapınma eylemleri, Tanrıya yaklaşabilme, onların dünyası ile insanlar arasında bir bağ oluşturma inançları mabedlerin ana unsurları haline getirilmiştir.” ifadesi yer alıyor.
Peki nerede çıktı bu mevzu?
GÜNDEME DAİR…
Aslında son günlerin en popüler iki konusu var Kayseri’de.
Birincisi CHP Milletvekili Çetin Arık ile eski ba(ş)kan AK Parti genel başkan yardımcısı Kayseri milletvekili Mehmet Özhaseki arasında söz düellosu.
Sonunda mahkemeleşme sürecine kadar uzandı.
İkincisi ise Büyükşehir belediyesi tarafından millet bahçesine yaptırılacak olan cami meselesi.
İlk mevzu ile ilgili açıklamalar epey konuşuldu.
Gazetemizde de Recep Bulut konuyu enine boyuna ele aldı.
Büyük ihtimalle seçim sattı mahallinde bu konu ile ilgili epey gelişmeler yaşanacağı ve sütunları doldurmaya devam edeceği kesin.
Saraylar mevzusu bizi aştığı için şimdilik bizim konumuz Cami meselesi ile ilgili.
Millet Bahçesi içerisine yapılması planlanan ve sadece temeli için harcanacak olan rakamın 75 Milyon TL olduğu ifade edilen ve cami için 700 Milyon TL harcanacağına dair açıklamalar bir hayli gündem oluşturdu.
Bu arada gelen tepkiler üzerine cami’nin Büyükşehir belediyesi tarafından değil de merhum Hayırsever Kadir Has’tan sonra son dönemin popüler Hayırsever ismi Mehmet Altun tarafından yaptırılacağına dair açıklamalar konuyu bir başka mecraya taşımış oldu.
Demek oluyor ki sayın Altun Kayseri’nin son dönemde ki Altın Anahtarı.
Nerede bir hayır işi, nerede bir tıkanıklık var ise anında devrede.
İSLAM’DA İLK MESCİTLER: Peygamberimizden önce Mekke’de de İbrahimi öğretilerden kalan bir inançla yol kenarlarında Allah’a ibadet için taştan, kerpiçten oluşturulmuş dört duvar ile basit binalar ve sulak dinlenme yerleri kullanılır idi. Bu nedenle Mekke’de Peygamberimizden önce ibadet için yapılmış değişik bölgelerde küçük küçük mescitler ve konaklama yerleri vardı. Taif yolunda Cirane bölgesinde ve Mekke’den 18 km. uzaklıktaki mescit de çok yıllar önce yapılmış ve adına uzak mescit anlamında (Mescidi Aksa) adı verilmiştir. (Hakkı Yılmaz-Tebyinül Kur’an )
UZATMAYA GEREK YOK…
Kayseri Türkiye genelinde 1100’e yakın camisi ve halen yapılmakta olan camileri ile en şanslı illerden birisi şüphesiz.
Arapların bu konuyu ne kadar abarttığını çok iyi biliyoruz.
Gösteriş, şatafat, Altın gibi bir metanın kullanılması ile aşırıya kaçan daha neler neler…
Kimsenin yapılandan rahatsızlık falan duyduğu da yok açıkçası.
Nihayetinde kim Allah için ne yaptı ise onun hesabını Allah’a verecek!...
Geçtiğimiz günlerde bu konuda bir yazı kaleme almış ve sadece ilk safını bile doldurmakta zorlanan Kayseri için bu kadar yarış içinde olunan camilerin yapımı ve hızla artan sayıları konusundaki bazı görüşlerimi paylaşmıştım.
Madem ki alemdeki her yer rabbimizin mabedi ise bu kadar bazı şeyleri abartmaya gerek var mı?!...
Sözün özü.
Fazla uzatmaya gerek yok.
Meşhur kıssada olduğu gibi;
Muaviye: Ey Eba Zer, sarayımızı nasıl buldun?
Ebu Zer: Eğer kendi paranla yaptıysan israftır, halkın parasıyla yaptıysan haram!
ALLAH DOĞRUSUNU EN İYİ BİLENDİR!
RAHMETİ VE KUR'AN BİZE YETER!